Kayıtlar
Başlıktaki meşhur sözün sahibi ; siyaset tarihimizin en renkli simalarından dokuzuncu cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'dir ve Süleyman Demirel nevi şahsına münhasır bir kişilik olarak olağanüstü kıvrak zekasını genellikle bu tür laflar için harcamıştır . Hikayesi basit kendi ağzından dinleyelim ;
''Cumhurbaşkanı seçimi , 73'te , Faruk Gürler şangur şungur geldi . Kılıçlar ve biz düşünüyoruz , nasıl aşacağız bu durumu . Semih Sancar Genelkurmay Başkanı'ydı , bir yiğit adamdı . Benim de tanıdığım bir adamdı , boyu posu kadar güzel bir adamdı . Semih Sancar benimle görüşmek istemiş . Tabii dedim memnuniyetle . Ondan sonra nereye gidelim görüşelim , bizim Mustafa Özkan'ın evine . Onun ahbabıydı o . Orada bir viski içeriz . Ben gelirim , görürüm oraya dedim . Gittik görüştük . Semih Paşa dedi ki , "Biz ordu olarak parlamentonun iradesine karışmayız , yani parlamento ne istiyorsa onu yapsın". "Zaten biz de öyle yapacağız , merak etme sen Paşa" dedim . Ertesi günü asansörden iniyorum , tam kapıdan çıkıyorum bu haber sızmış . Gazeteciler her tarafımı aldı , "Semih Sancar'la konuştunuz mu?" ben konuştum demedim , konuşmadım da demedim . Dün dündür , bugün bugündür dedim . Gidin işinize dedim ...''
Keskin hafızası ile tanınan Süleyman Demirel'den meşhur sözün çıktığı anın hikayesi bu . Biz ise daha çok kurnazlığın , vatandaşı saf yerine koymanın ve cebi daha çok doldurmanın siyaset lehçesi olarak biliyoruz bu cümleyi . Tükürdüğünü yalama adeti olan o kadar çok insan gördü ki bu gözler alışkanlık yarattı artık koymuyor bu sözler . Esasında burada bu tür siyasi ahkam kesme yöntemiyle sizleri sıkmak istemem . Amaç iki kelime ile Fantezi Futbol ise bağlantı noktamdan dem vurmalıyım ivedilikle ...
Dün dündür bugün bugündür cümlesinin bizle alakalı olan kısmı , dünün popüler futbolcularının bugünkü hallerinin yerinde yeller esmesi minvalinde . Elbette fantezi futbol ekseninde . Bu oyunun en keyifli yanlarından birisidir takip mesafesini kısa tutmak . Süper Ligde yer alan her hangi bir takımın penaltı kazandığı takdirde topun başına kimin geçeceğini bilip gururlanmak . Taraftar forumlarında aklı başında laflar edecek kadar işin içinde olmak . Yıllardır istemesek de gözümüze gözümüze sokulan futbolculardan bazıları eski performanslarından epey uzaktalar . Bunda sezon başı sakatlanmalar , yeni hocaları ile anlaşmazlıklar ve tercih edilmemelerinin etkisi olsa da puan bakımından yerlerde sürünüyorlar . Örnek mi ?
Sergey Pacome : -1 puan
Batuhan Karadeniz : 0 puan
İbrahim Toraman : 0 puan
Petkovic : 0 puan
Mehmet Yıldız : 0 puan
Uğur Kavuk : 0 puan
Eren Güngör : 0 puan
Rüştü Reçber : 0 puan
Vahap Işık : 0 puan
Abdurrahman Dereli : 1 puan
Taner Gülleri : 1 puan
Djite : 1 puan
Hayrettin Yerlikaya : 2 puan
Ivan De Souza : 2 puan
Yattara : 3 puan
Özer Hurmacı : 3 puan
Çağlar Birinci : 3 puan
Kirita : 3 puan
Cihan Haspolatlı : 4 puan
Sandro : 6 puan
Abdullah Durak : 6 puan
Şu Mehmet Yıldız değil midir son iki senenin en çok tercih edilen futbolcusu ? Taner Gülleri değil midir her Kocaeli maçında penaltı olsun diye dualar ettiğimiz ? Peki iki sene önceki Sandro nerelerde ya da penaltı deyince akla gelen Kirita beyefendi ? Ivan De Souza'dan ekmek yiyenler parmak kaldırsın ! Eren Güngör dönsün de ucuz defans oyuncu kontenjanımız artsın . Petkovic'in degajdan attığı gol benim tarafımdan hala şükranla anılmakta . Cihan Haspolatlı oyunda defans olduğundan en üstte yer alırdı tercih sıralamamda . Ya Gökhan Tavukçu'nun vazgeçemediği Hayrettin ne oldu sana kendini mi kaybettin ? Djiohuaoahauhaoao mı senin ismin yoksa kısaca Sergey mi farketmez , sen oyna seni alan senden puan kaybetmez ! Yukarıda yazılan tüm oyuncular bu seneye henüz damga vuramadılar ancak kredileri sonsuzdur geçen senelerde kazandırdıklarından dolayı . Vefasızlık yapmayalım , bize geçen emeklerini hiçe saymayalım . Sakatlığı olanların bir an önce sahalara dönmelerini , performansları düşük olanların gollerle patlamalarını bekleyelim . Ve elele verip ''We are the world'' şarkısını söyleyelim . Haydi bir , iki ve üçççç ...
Not : Bir dakika saygı duruşu da olabilir ...
_500.jpg)
