Kadromu kaydet tuşu ile bezeyip açma-kapama düğmesinin en zevkli anına bir hevesle geçiyorum . Günlerden Cuma ; Robinson'un ve çalışanların en sevdiği gün ! Kapatıyorum ekranı işleminiz sona eriyor diyor , ulan ermezse sinkafa bulanıyorum . İşten çıkmışım , buluşma noktasına severadım ilerliyorum . Buluşumuz yeni değil , bildiğimiz muhabbet . Baş rollerde Eray Tayyar ve Barış Akdemir'in oynadığı az-çok Fantezi Futbol ile süslenmiş keyifli bir serüven . Kadrolarını soruyorum , ortak paydamız Kahramanantep . Tayyar'e Eray beyefendi biraz uçmuş yine , dayamış kırmızı siyahı en geriye , bir de yıldıza boyamış adı De Souza olan binlerce futbolcudan birini yine , bekliyor puanları . Kalecisi Mahmut Hoca savuşturacak Tulum Simpson'ı , Güdük Isaac'i ve İnek Mehmet'i diye sabırsızlanıyor ve hatta sızlanıyor . Diyorum bende de var , Barış diyor bende de var . Hepimiz Mahmut'uz demeye kalmıyor , maç başlıyor , mesaj geliyor ve hayaller yıkılıyor .
''Kalede Cuma diye biri oynuyor :(''
Yıkılmak kelimesinin anlamı sadece kaptan Moritz'i oynamamış koçerolara ait değildir . Umut dolu bir haftanın başlangıcındaki ilk maçta , aldığın bir adamın alâkasız bir şekilde oynamamasını da ekleyin bu hadiseye . Mesajın sahibi her genç gibi Erdemli adamlardan biri . Açıyoruz Afyon'dan özel olarak getirdiğimiz telefonumuzu , bakıyoruz maçkolik abiye ve baklava boğazımıza takılıyor gece gece , kadroya baktığımız o saatte :
Cuma Bezgin
Serdar Kurutuluş
Ivan De Souza
...
..
İlk şaşkınlık sonrası soyadı kanunu geliyor akla . ''Bezgin yazıyor lan'' diyor yurtta Barış cihanda Barış . Bizim Mahmut'un göbeklisi olmasın bu , göbek salatasının adı Cuma mı acaba ? Vallahi mümkün ; Mahmut Cuma Bezgin ! Kısa süreli fonda bir şarkı beliriyor uzaktan ; ''Koydum sevinçlerimi üstüne baktım hepsi sensiiiiin'' ... Şarkı bitince ergen dönemlerimizden mütevellit ''Arama o motoru abi'' cümlesiyle birlikte google adı verilen nesneyle törenle yeni bir sayfa açıyoruz hayatımızda . Tabiki Fantezi Futbol şeklinde açılımı olan sitede futbolcu aratıyoruz . Hep meşgul ama devamlı aratıyoruz biz . Düşünüyorum o anda milyarlarca nüfusu ve Bülent Ersoy'u barındıran Dünyaaaaamızda acaba kim Gaziantepsporlu bir kalecinin göbek adının peşindedir diye ! Karşımıza çıkıyor bir isim , kısa ve öz ; Mahmut Bezgin ! Lan hay senin anana , koymadı mı sana , göbek adın değil mi lan Cuma ? Dile geliyor Afyon'dan gelen telefon ; ''Yok, sadecen bugün Cuma !'' Kötü espriyi çabuk unutturmak için soyadı tuttu da peki kim lan bu Cuma diyoruz ve arayışlarımıza devam ediyoruz . Biri Mahmut , öteki Cuma ve karşınızda Emmioğlu ile Ferdi Tayfur baba ! Harbi mi amcaoğlu mu lan bunlar diyoruz , Eray Bey ben biliyordum zaten diyerek olayı sonlandırıyor . Aldığımız ilk adam sıfırcı Hafize olarak beliriyor ve normal muhabbetimize devam etmeyi seçiyoruz .
Önümüzde içecek birşeyle , ağızlarda kahkahayla ancak akıllarda 0-0 devam eden Antep maçı be usta . ''Cuma ne zaman sakatlanacak acaba'' diyorum karambolde Barış'a , hemen kafa uzatıyor muz ortaya ''Abi o kadro inşallah yanlıştır . Maçkolik bu , kimbilir belki de alkolik olmuştur'' diyor . Avunmanın yaşı olmaz , o an bir yaşıma daha giriyorum . Ara ara telefona giden gözler , maçın skoruyla daha da hüzünlenen gözlerle pekişiyor . Sarı kartları kontrol kalemimle karıştırıyorum , başka sitelerde ve her yerde aynı adam yazıyor ; Bezgin bir Cuma gününün file bekçisi o . Kesinleştiriyorum kafamda kadroyu , aşkım Ivankov'u almadığıma yanıyorum . Son bir kez daha skora bakıyorum 0-0 , aynı benim bu haftaki kaleci puanım . Tüh senin futboluna be diyerek muhabbetin akışına bırakıyorum naçiz bedenimi !
Gece uzun . Mekan Taksim , yanında sevdiklerin olunca saatlerin nasıl geçtiği anlaşılmıyor . Maç bitmiş hayallerle birlikte . Bir mesaj geliyor o arada Akdemirler'in iletişim aracına . Barış güvercinlerini suratında görüyorum arkadaşımın , neşe dolu , hayat dolu , Anadolu ! ''Abi düzeltmişler , yanlış yazmışlar kadroyu her yerde . Bak mesaj geldi Erdem Yeni Türkü'den'' diyor . Masada Tanju ile Gerson gibi çakışıyoruz , garsonlara inat . 7 puanlık sevinçlerimiz göğe ulaşıyor , çocuklaşıyoruz , daha medeni olup ve en güzel yarınlara inanmaya başlıyoruz . Kötü iktidarımızın bile iyi yanlarını görüyor , Galatasaray'ı daha çok seviyor , Amerika'ya bile kafa tutuyoruz . Yavrum benim Mahmutlu laflar ile cümleye başlayıp her Türk'ün yüklemi olan keyifli küfürle bitiriyoruz . Aramızda en coşkulu Eray Ağabey , dörtlü savunmayı kurmuş 35'e bakla demiş önündeki komiliyi yudumluyor . Barış Kardeş sezon birinciliğini saklamış avuç içine ''Vermem , dünyaları alsam da bu cennet kupayı'' diyor . Suratından şüheda fışkırırken sarılıyoruz birbirimize ...
Bense diyorum ki ; ''Mesele o değil yeğen . Mesele ; bugün Cuma ,9 Nisan . Olmasa da 23 Nisan yine de neşe doluyor insan be yeğen ...''