Recent Posts

9 Eylül 2009 Çarşamba

Haftanın Oyuncusunda Tam Isabet


Odamı toplamak gıbı çılgınca bır fıkre kapıldım 2 gun önce. Eskı gazetelerı bır köşeye destelerken 25 Ağustos Salı gununun Hurrıyet'ı gözüm çarptı. Spor Sayfasında 3.Haftanın Panoroması var. Haftanın Oyuncusu olarak Beşıktaş maçındakı oyunuyla Gençlerbırlığı'nın bu senekı yenı transferı Harbuzı seçılmış.

Genelde gazetelerın haftanın değerlendırme köşelerınde haftanın en çok gol atan , ya da asıst yapan yanı skora etkı eden oyuncuları haftanın futbolcusu seçılır. Bunun ıstısnası ; çok ıyı bır maç çıkaran bır kalecı ya da ıyı oynayıp takımı gol yemeyen ve de gol atan bır defans oyuncusu olabılıyor. Fakat 0-0 bıten bır maçtan haftanın oyuncusu seçılmesı pek sık görülen bır durum değıldır herhalde. Kı şahsen ben maçın tamamını tv'den ızledım ama maç ıçınde kendısını farkedemedım bıle. (Belkı bunda maç ıçınde sadece tuttuğum takıma odaklanmış olmamın da etkısı vardır tabıı.) Hurrıyet Spor Servısının haftalık panoramalarını özel olarak takıp etmedığım ıçın kendılerı hakkında pek fıkır sahıbı değılım ama en azından bu haftalık tabela basını kavramını ters yüz etmışler.

Tabıı olayın Fantezı Futbola bakan yönüne gelırsek Harbuzı bır sonrakı haftakı Kasımpaşa maçında 1 gol , 1 asıst ve gol yemeyen ortasaha performansıyla toplam 13 puan toplamayı başararak haftanın en yüksek puan alan oyuncusu oldu. Adamdakı cevherı patlama yapmadan bır öncekı haftadan keşfedıp haftanın futbolcusu seçen Hurrıyet Spor da benden bır helal olsun aldı. Hurrıyet Spor 'u takıp eden bır FFcı , Harbuzı adına bır öncekı haftanın değerlendırmesını bır öngörü olarak kabul edıp , geçen hafta ıhya olabılırdı. Bızım 28 kışılık ekıbımızde Hürrıyet okuyan yok demek kı zıra Harbuzı'yı kadrosuna alan bır kışı bıle yoktu aramızda.

4. haftanın panaromasını çıkardıkları 1 Ağustos Salı (edıt : 1 Eylül Salı) günü de sürprız bır haftanın oyuncusu seçmış Hürrıyet Spor. Surprız ve FFcıler ıçın de bu hafta muhtemel puan getırılerı olabılecek bır ısım. Bu hafta da tuttururlarsa müneccımlıklerı tescıllenmış olacak.

Bu devırde bılgıye ulaşmak nasıl olsa sadece bır Google uzaklığında. Eskıden olsa bu değerlı bılgıyı elde edebılmek ıçın Bab-ı Alı yokuşlarını arşınlamak gerekırdı. Şımdıyse Hurrıyet.com 'dan bır kaç sanıye ıçınde bulabılmek mümkün.

Neeee , Haftanın Panoramasını ınternet ortamına aktarmamışlar mı :)))))

Bu Sezonki Hacettepe Kasımpaşa Mı Olacak?



Geçen sezonki yarışmacılar hatırlar Hacettepe takımının fantezi futbola olan etkisini. Her yarışmacının emniyet supabı Hacettepe'ydi. Maçların oynanacağı hafta gol yemeyecek bir takım bulamadıysanız ya da golcü defans oyuncularına güvenemediyseniz yine de rahatlıkla defans kurgulayabilirdiniz. Nasıl mı? Hacettepe ile kim oynuyorsa o takımın defansını alıp olduğu gibi koyabilirdiniz takımınıza. Böylece defanstan yüksek puan alma şansınız bir mucize olmazsa oldukça yüksek olurdu. Hele ki Sandro sakatlandıktan sonraki haftalarda.

2008-2009 sezonunda Hacettepe istatistiklerini incelerseniz, bu takımın tam 18 maçta gol atamadığı göreceksiniz. Yani oynadığı maçların %50'sinden fazlasında gol atamamışlar. Bence oldukça yüksek bir oran. Geçen sezonun sonuna doğru t2 esprili bir şekilde defansımızı bu takımdan kurmamamızı salık verse de kendisi de bu takımın gol atamama cazibesine dayanamıyordu diye hatırlıyorum çok emin olmamakla beraber. Bu kötü istatistiğin doğal sonucu olarak Hacettepe küme düştü tabi ki.

Dürüst olmak gerekirse, ben bu tip takımların ligde olmasından pek haz etmem. Çünkü taraftarlığın yanında sıkı bir futbol severim ve ligde her zaman kalite olmasını beklerim. Geçen yılki Hacettepe gibi takımlar futbol zevkinizin içine limon sıktığı gibi, bunun uzantısı olarak fantezi futbol oyununun da biraz keyfini kaçırır. Yani en azından benim açımdam. Alex'in, bu sene bir de Arda'nın, standart olarak her hafta birçok kadroda bulunduğu bir ortamda defans oyuncularının seçimi de fazla kafa patlatmadan gerçekleştiğinde, bilginin ve çalışmanın yeri gittikçe azalır. Fark yaratmaya çalışmak anlamsızlaşmaya başlar benim geçtiğimiz sezon yaptığım gibi.

İlk 4 haftanın sonunda benim de kafamda tilki dolaşmaya başladı bu sezon da böyle bir takım çıkacak mı diye. Böyle bir karara en azından kendi adıma varabilmem için izleyebildiğim kadar fazla maç izlemem lazım ki şimdilik daha o kadar izleyemedim. Halen birçok takımın değerlendirmesini özet görüntülere göre yapıyoruz. Sadece sayısal verilerden yola çıkarsak ilk 4 haftanın bu açıdan en kötü takımları Denizlispor ve Sivasspor. Sadece 1 gol atabilmişler ki bu da üç maçı boş geçmişler demek. Bu takımları ise Kasımpaşaspor takip ediyor. O da ancak 2 gol atabilmiş ve bu goleri 2 maçta birer tane olarak göndermiş rakip kalelere. Yani 2 maçı boş geçmiş. 1 gol fazla atmanın ya da bir fazla maçta gol atmanın şu kısa dönem için pek bir önemi yok aslında. Uzun vadede daha sağlıklı değerlendirmeler yapılabilir. Ancak, benim şimdiye kadar kendi değerlendirmelerim sonucunda vardığım kanaat, bu senenin Hacettepe'sinin Kasımpaşaspor olacağı yönünde.

Sezona kötü başlayan takımlardan Denizlispor'un Roberts, Angelov ve Bangura üçlüsüyle neler yapabildiğini hep beraber izledik. Bu üçlünün halen takımda olduğunu düşünürsek, sezon başındaki dağınık görüntüsünden kurtulması durumunda gol sıkıntısını çözebilecektir diye düşünüyorum. Sivasspor'da ise geçtiğimiz sezonlarda gol ve asist istatistiklerinin en üst sırasında yer alan Mehmet Yıldız daha sahne almadı. Kaldı ki, takım olarak farklı bir oyun felsefesi benimsemeye çalışıyorlar ve bu süreç biraz daha devam edecek. Son iki sezonda gösterdikleri performansı bu sezon gösteremeyecek olsalar da önümüzdeki günlerde kabuk değişimi tamamlandığında toparlanacaklardır.

Kasımpaşa'ya gelecek olursak; aynı ligden düştükleri iki sezon önce olduğu gibi yine toplama bir takımla lige başladılar ve 4. hafta kendilerini Süper Lig'e çıkaran hocalarının işine son verdiler. Aynen geçen yıl Kocaelispor'un Engin İpekoğlu'na yaptığı gibi. Neyse, yeni hocaları Yılmaz Vural hayırlı olsun. Göz göre göre halen Yılmaz Vural, Giray Bulak, Samet Aybaba, Güvenç Kurtar, Ümit Kayıhan, Nurullah Sağlam, Erdoğan Arıca... Neyse bunu başka zaman yazar tartışırız. Mutlaka yeni hoca bir hava getirecektir takıma. Transferin son gününe kadar futbolcu aldılar. Kadroyu incelediğinizde Championship Manager 2000-2001 ve 2001-2002 versiyonlarında Türkiye Ligi'nde zaman zaman yıldız olan ancak gerçekte çoğunlukla 2. lig oyuncusu olabilmiş Alpaslan Kartal, Merthan Açıl, Ergün Teber ve Sancak Kaplan bulunuyor ki büyük ihtimalle bu oyuncularla Süper Lig'e gelmişler. Yine CM'nin aynı versiyonlarından tanıdığımız Azar Karadaş ve Nourdin Boukhari'yi de kadrolarına katmışlar. Bunun yanında artık hızla kariyerlerinin sonuna yaklaşan Cenk İşler (35), Sertan Eser (35), Koray Avcı (31), Ali Güneş (31), yine bunların yanında Süper Lig'de vasatın üstüne hiç çıkamamış Emre Toraman, Murat Erdoğan, Gökhan Güleç ve bir sürü ne olduğu belirsiz yabancı. Bu karmaşa içerisinde bu kadro oturur mu bilemiyorum. Gerçi aramızda Kasımpaşa'nın kombineli seyircileri de var onlar maçları izledikleri için daha iyi yorum yapabilirler. Ama bu gidiş bana geçen yılki Hacettepe vakasının tekrarlanacağı gibi bir izlenim veriyor şimdilik.

Bizim oyunda da bu konudaki genel eğilimin ne olacağının ben bu haftaki tercihlerden ortaya çıkacağını düşünüyorum. Defans seçiminin zor olduğu bir haftada Gaziantep-Kasımpaşa maçına ne kadar odaklanılacağını hep beraber göreceğiz. Haftasonu görüşmek üzere...