Recent Posts

31 Mart 2010 Çarşamba

Kart Cezaları ve PFDK Uygulamaları



Her hafta hangi oyuncuların cezalı olduğunu araştırmak gerçekten zul geliyor insana. Bir gazeteyi açıyorsun bir cezalı listesi, diğer birinde başka bir cezalı listesi. Keza web sitelerinde de farklı açıklanan listeler. Buna bir de hafta arası oynanan kupa maçları ve maç sırasında görülen kartlardan bağımsız olarak Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK)'nun verdiği cezalar eklenince, iş iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Fantezi futbol ve bahis oynayanlar için mutlak gerekli bilgi olan cezalı oyunculara ulaşmak nasıl bu kadar zor olabiliyor diye düşünürken, işin temeline inmenin doğru olacağına karar verdim. Futbolla bu kadar ilgilenirken, hangi ihlale ne ceza verildiğini, bu cezaların hangi maçlarda çekildiğini tam olarak bilmemek biraz da garip geldi.

Yukarıda sözünü ettiğim bilgilere ulaşmanın en kestirme yolunun Futbol Disiplin Talimatı'na ulaşmak olduğunu bildiğimden, Türkiye Futbol Federasyonu'nun web sitesinden söz konusu talimatı aramaya başladım. Kısa bir araştırmadan sonra Temmuz 2009 tarihli Futbol Disiplin Talimatı'na ulaştım. Tahmin ettiğimden daha kısa (yalnızca 24 sayfa) olduğundan, içinden sarı kart ve kırmızı kart uygulamaları ile ilgili bölümleri hemen aramaya başladım. Nihayet talimatın sonuna doğru 20. sayfadan başlayan E. İnfaz bölümünde yer alan 92. Madde'de sarı kart uygulamalarının, 93. Madde'de ise kişilerin ihraç edilmesine ilişkin uygulamaların düzenlendiğini gördüm. İlgili uygulamalar şaşırtıcı bir biçimde çok anlaşılır bir anlatımla talimatta yer almış. Aşağıda, uygulamalara ilişkin maddeleri talimatta yer aldığı haliyle yazıyorum:

MADDE 92 - SARI KART UYGULAMALARI

"(1) Bir sezonda, aynı kategorideki müsabakalarda üst üste ya da aralıklı olarak 4 (dört) sarı kart gören bir futbolcu, cezalı duruma düştüğü kategorinin ilk resmi müsabakasında oynayamaz."

"(2) Sarı kart uygulamasında Profesyonel Ligler, Türkiye Kupası ve Gençlik Geliştirme Ligleri'ndeki her bir kategori ayrı ayrı değerlendirilir."

"(3) Bir futbolcunun bir müsabakada sarı kart görmesinden sonra, doğrudan kırmızı kart veya ikinci bir sarı kart nedeniyle kırmızı kart görmesi halinde söz konusu sarı kartlar hakem raporlarında belirtilmez ve toplam 4 (dört) sarı kart hesabında dikkate alınmaz."

"(4) Amatör liglerde dört sarı kart uygulaması yapılmaz."

"(5) Bir sezonda görülen sarı kartlar sonraki sezona taşınmaz."

MADDE 93 - KİŞİLERİN İHRAÇ EDİLMESİ

"(1) Resmi müsabakalarda hakem tarafından kırmızı kart gösterilerek oyundan ihraç edilen futbolcular, idari tedbirlidirler ve cezaları sona erinceye kadar hiçbir resmi müsabakada oynayamazlar."

"(2) Kırmızı kart gören veya eylemleri nedeniyle disiplin kurulları tarafından cezalandırılan futbolcular, o kategoride cezası infaz edilinceye kadar hiçbir resmi müsabakada oynayamazlar."

"(3) Bir kişinin kırmızı kart veya müsabakadan men cezasının infaz edilebilmesi için bu kişinin bir kulübe tescilli olması ve lisans işlemlerini tamamlamış olması gerekir."

"(4) Resmi müsabakalarda, oyun disiplini veya cezai nitelikteki fiili nedeniyle, oyun alanından çıkarılan futbolcu ve diğer görevliler, Disiplin Kurulu tarafından başkaca bir karar verilmediği takdirde o müsabakayı takip eden ilk resmi müsabakada oynayamaz."

"(5) Resmi müsabakalarda oyun kurallarından doğan ihlaller nedeniyle oyundan çıkarılan futbolcular (futbolcunun ikinci sarı kart nedeniyle veya bariz gol şansını önlemesi nedeniyle hakem tarafından müsabakadan çıkarıldığı hallerde) otomatik olarak takip eden ilk resmi müsabakada oynayamaz."

Yukarıdaki açıklamalar oldukça net ve anlaşılır olmasına karşın bazı boşluklar kalıyor. Mesela futbolcu bariz gol şansı haricinde direkt kırmızı kart görürse, alacağı ceza nasıl belirleniyor? Bir de küfür ya da doğru tabirle hakaret için nasıl bir yol izleniyor? Bunlar da C. Disiplin İhlalleri bölümünde yer alan 40. ve 42. maddelerde şöyle açıklanmış:

MADDE 40 - HAKARET

"(1) TFF veya mensuplarına, müsabaka görevlilerine, futbolculara, yöneticilere veya diğer ilgili kulüp ve kişilere, hakaret eden, söven, tehdit eden veya herhangi bir şekilde kişilik haklarına saldırıda bulunanlar, müsabakadan men, soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı veya hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılır."

"(2) Yukarıda belirtilen fiillerde bulunan futbolcular ve diğer kişilere iki veya üstünde; fiillerin müsabaka görevlilerine yönelik olması halinde ise üç veya üzerinde müsabakadan men, soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı, stadyuma giriş yasağı veya süreli hak mahrumiyeti cezası verilir."

"(3) Anılan fillerin kulüplerin başkan ve yöneticileri tarafından işlenmesi halinde stadyuma giriş yasağı veya hak mahrumiyeti cezası ve bu cezalarla birlikte 5.000 TL ile 100.000 TL arası para cezası verilir."

"(4) Bir futbolcuya ya da müsabaka görevlileri dışında kalan kişilere tükürenlere en az dört müsabakadan men, soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı veya süreli hak mahrumiyeti cezası verilir. Bu fiilin müsabaka görevlilerine yönelik olması halinde ise en az 8 müsabakadan men, soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı veya süreli hak mahrumiyeti cezası verilir."

MADDE - 42 KURAL DIŞI HAREKETLER

"(1) Futbol oyun kurallarına aykırı olarak sert ve ciddi faul yapan veya şiddetli harekette bulunan futbolcular müsabakadan men cezası ile cezalandırılır."

"(2) Sert ve ciddi faul yapan futbolculara iki veya üstünde; şiddetli hareket yapan futbolculara üç veya üstünde müsabakadan men cezası verilir."

Buraya kadar gayet anlaşılırdı ancak burada "sert ve ciddi faul" ile "şiddetli hareket" kavramları ortaya çıktı. Bu iki kavram arasındaki farkı çok iyi anlayamasak da, genel olarak bu açıklamalar bizi aydınlatmış oluyor. Yukarıdaki kuralları bilerek kart uygulamalarını takip edebilirsek, en azından gördüğümüz listelerdeki hataları tespit edebilmemiz mümkün olur.

Ancak, bir de C. Yargılama bölümünün  85. maddesinin 3. bendi var ki, bu kural PFDK ve tahkim kurulu kararlarını sürekli takip etmemiz gerektiğini bize açıklıyor:

MADDE 85 - KARAR

"(3) Disiplin kurulu, hakemin saha içerisindeki futbolculara ilişkin disiplin uygulamalarını (sarı kart ve kırmızı kart uygulamalarını) ve sonuçlarını ancak şahısta hata hallerinde ortadan kaldırabilir."

Gördüğünüz gibi, ne kadar saha içi uygulamaları takip etsek de olay yine masa başında bitiyor. Buraya kadar yazdıklarımı, yazının tamamını okumak istemeyenler için kendi anladığım kadarıyla özetliyorum:

- Futbolcular gördükleri her 4 sarı kartta, 1 maç ceza alırlar. Ligde görülen kartlar ligde, kupada görülen kartlar kupada geçerlidir. Ligde gördüğü 4 sarı kart sonucu cezalı duruma düşen oyuncu, takip eden lig maçında oynayamaz.

- İki sarı karttan kırmızı kart gören ya da bariz gol şansını engellediği için kırmızı kart gören futbolcular, takip eden ilk resmi maçta oynayamazlar ve bu şekilde cezalarını tamamlarlar. Bunun için PFDK'dan ayrıca bir karar beklemeye gerek yoktur.

- Bariz gol şansını engelleme haricinde görülen kırmızı kartlarda futbolcu PFDK'ya sevk edilir ve idari tedbirli olur. Cezası açıklanıncaya kadar hiçbir resmi maçta forma giyemez. Ancak, disiplin kurulu futbolcu için herhangi bir karar vermezse takip eden ilk maçta oynamayarak cezasını tamamlar.

- Futbolcu saha içerisinde hakem haricinde birisine küfür ederse en az 2 maç, hakeme küfür ederse en az 3 maç ceza alır. Ayrıca, hakem haricinde birisine tükürdüğünde en az 4 maç, hakeme tükürdüğünde ise en az 8 maç ceza alır.

- Sert ve ciddi faul yapan futbolcu en az 2 maç, şiddetli hareket yapan futbolcu ise en az 3 maç ceza alır.(Bu ayrım benim için çok net değil.)

- Hakem istediği kadar maç içerisinde kart çıkarsın, PFDK hakemin "şahısta hata"sı olduğuna karar verirse cezayı iptal edebilir.

Benden bu kadar. Diğer konuları da merak ediyorsanız talimatı açıp okuyabilirsiniz, zaten tamamı 24 sayfa. Cezalı oyuncuları da ben her hafta araştırıp elimden geldiğince doğru bir biçimde bir postta yazmaya devam edeceğim.

Kaynak : http://www.rasyonelfutbol.blogspot.com/

27.Hafta Tahmin Sonuçları

Haftanın birincisi : Barış 26.07 katıyla.
Haftanın sonuncusu : Serdar 2.79 katıyla.

Barış 8/5 26.07 katı
Büyükşehir Bld. v Bursaspor alt
Gençlerbirliği v Diyarbakırspor 0
Beşiktaş v Eskişehirspor 1
Antalyaspor v Manisaspor 0
Denizlispor v Kasımpaşa üst
Gaziantepspor v Sivasspor 02ç
Galatasaray v Fenerbahçe 2

Kayserispor v Trabzonspor 2

Bilgin 8/5 18.13 katı
Engin 8/5 6.82 katı

Volkan 8/4
Hasan 8/4
Bülent 8/3
Seçkin 8/3
Tibet 8/3
Mahmut 8/3
Erdem 8/3

Eray 8/2 5.4 katı
Serdar 8/2 2.79 katı
Büyükşehir Bld. v Bursaspor 2
Gençlerbirliği v Diyarbakırspor 1
Beşiktaş v Eskişehirspor 0
Antalyaspor v Manisaspor 2
Denizlispor v Kasımpaşa 2
Gaziantepspor v Sivasspor 02ç
Galatasaray v Fenerbahçe üst
Kayserispor v Trabzonspor üst

30 Mart 2010 Salı

Gelmişimiz Geçmişimiz ...


2009-2010 sezonuna dair 34 maçlık periyodun 4/5'lik bölümünü geride bıraktık . Önümüzde sadece 7 hafta kaldı . Bu süreçte geçen seneler neler yaşanmış önce ona bir bakalım sonra üstüne söyleyeceklerimiz var elbette .

İlk sezon Engin Gürses'in ilk haftalardan zirveye konması ve oraya tünemesiyle geçen haftalarda bugünün 2 sene öncesinde puan sıralamsındaki portre şu şekildeydi ;

2007 - 2008 Sezonu 27. Hafta
1. Engin Gürses : 1056
2. Gökhan Tavukçu : 971
3. Seçkin Köksal : 960
4. Emre Ocakoğlu : 950
5. Mahmut Aras : 948
6. Tunç Bozacılar : 942
7. Halit Başbuğ : 938
8. Emre İpal : 932
9. Bülent Şener : 872
10. Tolga Güven : 793

Birinci sıra malum şahsiyet tarafından parsellenmiş , 85 puan farktan kaynaklanan gerçekle yarışma daha çok ikinci ile sekizinci arasında yer alan arkadaşlarımızın müthiş çekişmesine dönüşmüştü . 39 puan aralığına sıkışan 7 kişi canla başla zirvenin altında yer almanın telaşı içindeydi . Sezon sonunda bu sıralama ilk üç dışında değişmiş ve o hafta altıncı ve yedinci durumda olan Tunç Bozacılar ve Halit Başbuğ , Seçkin Köksal'ın ardından sıralanavermişlerdi . Emre İpal bir üst sıraya yükselirken Emre Ocakoğlu iki , Mahmut Aras ise üç sıra birden düşerek bir anlamda bu uzun maratonda nefeslerini yetiştirememişlerdi .

2007 - 2008 Sezon Sıralaması
1. Engin Gürses : 1329
2. Gökhan Tavukçu : 1244
3. Seçkin Köksal : 1219
4. Tunç Bozacılar : 1216
5. Halit Başbuğ : 1205
6. Emre Ocakoğlu : 1177
7. Emre İpal : 1174
8. Mahmut Aras : 1147
9. Bülent Şener : 1113
10. Tolga Güven : 966

2008 - 2009 sezonunda da ilk sezondan farklı bir durum gözükmüyor . Yine zirve yalnız , tenha ve açık ara .

2008 - 2009 Sezonu 27. Hafta
1 Ters Manyel (Tunç Bozacılar) 2010
2 12 Angry Men (Engin Gürses) 1945
3 CHİCKENER (Gökhan Tavukçu) 1910
4 braunschweig (Kadir Bülent Şener) 1833
5 yerebatan (Oğuzhan Aksu) 1831
6 zia2006 (Mahmut Aras) 1817
7 FREEZONE34 (Eray Tayyar) 1815
8 owenson (Emre Ocakoğlu) 1803
9 fenerbahçemspor (Barış Akdemir) 1757 (+47)
10 atletico isyan & isyankar (Birol Sezgin) 1751
11 Seckin United (Seçkin Köksal) 1735
12 NewYork TurkiyemSpor (Onur İhtiyar) 1675 (+47)
13 cimma (Tolga Güven) 1527

Bu sefer ikincilik yarışından öte daha çok altı kişinin içinde bulunduğu dördüncülük yarışı sözkonusu ve bu dördüncülük yarışından hareketle ilk sezona benzese de Lig Tv puan hesaplamalarındaki farklılıktan ötürü yarışmacılar arasındaki makas epey bir şekilde açılmış . Birinci ile ikinci arasındaki puan farkı 65 , üçüncü ile dördüncünün ise 77 . Dördüncü Kadir Bülent Şener ile dokuzuncu sırada yer alan Emre Ocakoğlu arasındaki paun farkı sadece 30'du . İlk üç bu şekilde sezonu tamamlarken o hafta dördüncü , beşinci , altıncı olan arkadaşlarımız yedinci ve sekizinci Eray Tayyar - Emre Ocakoğlu ikilisinin altına düşmekten kurtulamıyordu . Burada altı çizilmesi gereken şey ise Mahmut Aras'ın ilk seneki hatalarından ders almaması ya da türlü şanssızlıkların dejavu şeklinde süregelmesidir . Yine sekizincilik ile yetinmek zorunda kalan arkadaşımız bu senenin 27. haftasında sıralamada sonuncu olunca da insanın aklına tarih tekerrürden mi ibarettir lafı gelmiyor değil .

2008 - 2009 Sezon Sıralaması
1 Ters Manyel (Tunç Bozacılar) 2458

2 12 Angry Men (Engin Gürses) 2387
3 CHİCKENER (Gökhan Tavukçu) 2333
4 FREEZONE34 (Eray Tayyar) 2281
5 owenson (Emre Ocakoğlu) 2277
6 braunschweig (Kadir Bülent Şener) 2254
7 yerebatan (Oğuzhan Aksu) 2242
8 zia2006 (Mahmut Aras) 2222
9 fenerbahçemspor (Barış Akdemir) 2192 (+47)
10 Atletico İsyan (Birol Sezgin) 2181
11 Seckin United (Seçkin Köksal) 2170
12 NewYorkTürkiyemSpor (Onur İhtiyar) 2025
13 cimma (Tolga Güven) 1889


Gelelim bu sezona . Zirvede yine yalnız bir kahraman var ; Barış Akdemir . İkinci ile puan farkı 35 . Diğer senelere göre kapanabilmesi daha olası . Ancak ikincilik yarışı daha çekişmeli gibi . İlk iki senenin şanssız ismi Mahmut Aras ile bu sene aramıza katılan Serdar Odabaş bu sene oldukça başarılı . Dördüncü sıra için aday sayısı ilk sene olduğu gibi yine yedi ve puan aralığı 68 . Bu sıralamanın sonunda yer alan Emre Ocakoğlu geçen sene yaptığını yaparsa sezon sonu çok sürpriz bir sıralamayla karşı karşıya kalabiliriz . Aynı şekilde ilk iki senenin şampiyonları ve beşinci - altıncı sırada yer alan Engin Gürses - Tunç Bozacılar ikilsinin bir atımlık barutları kaldığını ve ne olursa olsun üst sıralara tırmanmak için ellerinden geleni yapabileceklerini söyleyebiliriz . Geride bıraktığımız sezonlardan hareketle sıralamanın değişeceğini söylemek yanlış olmaz .

2009 - 2010 Sezonu 27. Hafta
1 fenerbahçemspor barış akdemir 1785 + 45 = 1830

2 SARIGÖLLÜ SERDAR ODABAŞ 1788 + 7 = 1795
3 tatminkar MAHMUT ARAS 1784 + 7 = 1791
4 FC ŞIRNAKSPOR erdem ergenç 1759 + 19 = 1778
5 Hissi Kablel Vuku Engin Gürses 1766
6 Ters Manyel Tunç Bozacılar 1713 + 38 = 1751
7 CHİCKENER Gokhan Tavukcu 1729 + 11 = 1740
8 braunschweig kadir bülent sener 1698 + 40 = 1738
9 tanersezgin taner sezgin 1730 + 5 = 1735
10 owenson Emre OCAKOĞLU 1726 + 1 = 1727
11 Seckin United Seçkin Köksal 1680 + 12 = 1692
12 isyankar birol sezgin 1682 + 2 = 1684
13 Safaribjk Volkan Tavukcu 1672 + 1 = 1673
14 FC Dorbes Hasan Bünül 1650 + 10 = 1660
15 FREEZONE34 eray tayyar 1629 + 21 = 1650
16 Sea United Seha Yeşil 1642 + 2 = 1644
17 dk akşehirspor ali tarık ucur 1570 + 27 = 1597
18 fc önem onem neidik 1593
19 aysberg Tibet ÇETINKAYA 1555 + 10 = 1565
20 biginho Bilgin Gürses 1522
21 Yalova327KD emre ipal 1474 + 3 = 1477

Ve son olarak gelelim şu ana kadar en fazla puan farkının görüldüğü sıralamalara ve olası birincinin ne kadar puan alması gerektiğine . Hani maksat rekor ya ! İlk sezon Engin Gürses'in ilk sırada tamamladığı oyunda ikinci olan Gökhan Tavukçu ile arasındaki puan farkı 85 ve bu puan farkı şu ana kadarki oyunumuzun rekoru . İkinci sezon birinci Tunç Bozacılar ile ikinci Engin Gürses arasındaki puan farkı 71 . Bu sezon ise şu andaki durumda Barış Akdemir ile Serdar Odabaş arasındaki puanları birbiri ile karşılaştırısak 35 puan karşımıza çıkıyor . Puan farkını rekor kıracak düzeyde açması daha muhtemel olan Barış Akdemir'in yapması gereken son yedi haftada en az 51 puanlık bir fark yaratması . Açıkçası bunun olabilme ihtimali düşük olsa da olmaz olmaz dememek lazım , olur olur .

2007 - 2008
1. Engin Gürses : 1329 puan
2. Gökhan Tavukçu : 1244 puan

2008 - 2009
1. Tunç Bozacılar : 2458 puan
2. Engin Gürses : 2387 puan

2009 - 2010
1 Barış Akdemir 1830 puan
2 Serdar Odabaş 1795 puan

Tunç Bozacılar'ın 2458 puan ile bir sezonda bu güne kadar toplanmış en çok puana ulaştığını söyleyebiliriz ancak bunu istatistiklerimize katmak biraz abes kaçacaktır . Zira ilk sene Ntv , ikinci sene ise Lig Tv'de oynadığımız için puan hesaplamaları konusunda ilk sene ile bir karşılaştırma yapamıyoruz . Bununla birlikte birincimizin ufkunu açmak adına ortalamalara başvurabiliriz pekâla . İlk sene Engin Gürses 34 haftalık maratonda topladığı 1329 puan ile 39,09 ortalamayı görmüştür . İkinci sene Tunç Bozacılar ise 34 haftalık periyotta 2458 puan ile 72,29 ortalamayı tutturmuştur . Bu sene Barış Akdemir'in 27. hafta itibariyle puanı 1830 . Ortalamasını alırsak 67,68 ile buraya geldiğii görüyoruz . Geçen senenin Türkiye birincisini geçmesi için önümüzdeki haftalarda toplaması gereken toplam puan en az 629 ve bunun için her hafta alması gereken ortalama puan da 89,86 . Bu puana ulaşmak bana sanki zor gibi geldi ancak bu oyunda herşey mümkün . Tacı keyifle devredebilirim zira Barış Akdemir bu sene bunu çoktan haketti .

Eski sezonlardan dem vurup rekorlardan bahsetmek bu oyunda en çok hoşuma giden şeylerden biri . Bir sürü haftayı geride bırakmışız , rekorlar krımışız ve bunun üzerine konuşuyoruz . Ne güzel ! Tüm arkadaşlara bundan sonraki haftalarda başarılar dileyip geçen senelerden örnekle her an herşeyin değişebileceğini tekrar hatırlatmak istiyorum . Bu arada amma uzun yazı oldu lan , koçero çık içimden !

27. Haftanın Sonuçları


27. Haftanın Sıralaması

1 Seckin United Seçkin Köksal 74
2 braunschweig kadir bülent sener 71
3 FC Dorbes Hasan Bünül 68
4 fc önem onem neidik 66
5 FC ŞIRNAKSPOR erdem ergenç 65
6 SARIGÖLLÜ SERDAR ODABAŞ 64
7 FREEZONE34 eray tayyar 63
8 biginho Bilgin Gürses 60
9 aysberg Tibet ÇETINKAYA 58
10 Ters Manyel Tunç Bozacılar 58
11 Hissi Kablel Vuku Engin Gürses 57
12 CHİCKENER Gokhan Tavukcu 57
13 fenerbahçemspor barış akdemir 57
14 isyankar birol sezgin 56
15 dk akşehirspor ali tarık ucur 56
16 tanersezgin taner sezgin 55
17 Yalova327KD emre ipal 53
18 owenson Emre OCAKOĞLU 52
19 Sea United Seha Yeşil 49
20 Safaribjk Volkan Tavukcu 49
21 tatminkar MAHMUT ARAS 49

27. Hafta Genel Sıralama

1 fenerbahçemspor barış akdemir 1785 + 45 = 1830
2 SARIGÖLLÜ SERDAR ODABAŞ 1788 + 7 = 1795
3 tatminkar MAHMUT ARAS 1784 + 7 = 1791
4 FC ŞIRNAKSPOR erdem ergenç 1759 + 19 = 1778
5 Hissi Kablel Vuku Engin Gürses 1766
6 Ters Manyel Tunç Bozacılar 1713 + 38 = 1751
7 CHİCKENER Gokhan Tavukcu 1729 + 11 = 1740
8 braunschweig kadir bülent sener 1698 + 40 = 1738
9 tanersezgin taner sezgin 1730 + 5 = 1735
10 owenson Emre OCAKOĞLU 1726 + 1 = 1727
11 Seckin United Seçkin Köksal 1680 + 12 = 1692
12 isyankar birol sezgin 1682 + 2 = 1684
13 Safaribjk Volkan Tavukcu 1672 + 1 = 1673
14 FC Dorbes Hasan Bünül 1650 + 10 = 1660
15 FREEZONE34 eray tayyar 1629 + 21 = 1650
16 Sea United Seha Yeşil 1642 + 2 = 1644
17 dk akşehirspor ali tarık ucur 1570 + 27 = 1597
18 fc önem onem neidik 1593
19 aysberg Tibet ÇETINKAYA 1555 + 10 = 1565
20 biginho Bilgin Gürses 1522
21 Yalova327KD emre ipal 1474 + 3 = 1477

Şu An Saat 21.42


Sonuçların Açıklanması
Sporx Fantezi Futbol : 10.40
Ntv Fantezi Futbol : 11.55
Lig Tv Fantezi Futbol : ...

Bir Tercihin Ana Tommy'si ...


Cuma günü
Kadrom kafamda şekillenmiş
İlk maç olan İbb - Bursaspor maçından alacağım adamlar belli
Sadece Bursaspor muhabirim ile teyitleşmem kalmış
Arıyorum kendisini ve aramızda şöyle bir konuşma geçiyor ...

T.Bozacılar : Enişte selamlar . Geliyorsun değil mi maça ? (Bursasporlu , Ankara'da yaşıyor ve İbb - Bursaspor maçına gelecek)
T.Karaman : Geleceğim her türlü . Gerçi korgeneral öğlen teftişe geliyor ama kaçacağım bir şekilde . (Yüzbaşı olur kendileri)
T.Bozacılar : Maç ne olur sizin bu akşam ?
T.Karaman : Kazanırız herhalde . (Tabi tabi) İddiası yok İbb'nin , sakatı da var her türlü . (Abdullah Avcı'nın selamı var) İlk dakikalarda gol bulursak fark olabilir . (Yok on) Ama gol yeriz gibime geliyor , bir de ilk maçın skorundan ötürü intikamla çıkabilirler . (Tek doğrun bu oldu be enişte)
T.Bozacılar : İyi iyi . Kim alınır bu hafta sizden ? (Her hafta aynı soru)
T.Karaman : Turgay , Ali Tandoğan ve Ozan İpek .
T.Bozacılar : Şimdi enişte , bu dediklerini herkes alır . Ben Ivankov , Sercan , Volkan ve Ozan İpek'i düşünüyorum .
T.Karaman : Volkan'ı alma , ilk yarı kötü oynarsa çıkarır Ertuğrul Sağlam . (Gol attı) Sercan'ı alma , İBB oyuncuları uzun boylu olduğu için ilk yarı sonunda çıkarır Iglesias'ı alır (Turgay'ı çıkardı) . Ali Tandoğan'ın kesin asisti var (Kırmızı karttan ucuz kurtuldu) , Turgay bu maç patlar . (Vallahi patladı , ilk yarı çıktı sarı kart gördü sıfır puan aldı) . O bizim canımız ciğerimiz (Hay sizin canınıza) . Bir bakıyorsun stoperde top çıkarıyor , bir bakıyorsun sağ kanatta orta kesiyor . (Bir bakıyorsun ne yaptığı belli değil) Maşallahı var bu sene onun . (Nazarlık takayım ben ona)
T.Bozacılar : Ama enişte bu younda öyle adamlara ihtiyacım yok , bire bir istatistik yapacak . Çok koşmaya , cansiperane savaşanlara puan vermiyorlar . Bana gol atacak , asist yapacak adam lazım .
T.Karaman : Sen dediğimi yap merak etme , geliyoruuuz . (Gelin gelin , siz de gelin bir siz eksiktiniz)
T.Bozacılar : Sağol enişte , haydi başarılar .
T.Karaman : Şampiyonuz bu sene . (Nah) :)


Kapatıyorum telefonu ...
Cesar Souza ve Youla'yı yedeğe atıp Turgay'ı ilk 11'e alıyorum .
Volkan Şen'i çıkartıp Ozan İpek'i alıyorum .
Ali Tandoğan ve Ivankov zaten vardı , dokunmuyorum onlara .
Kaydete tuşuna basıp çıkıyorum ...
Sonra maç başlıyor ...
Ben kahroluyorum ...

Ankaraspor


Küme düşürülmüş olabilirler …
Bir daha asla Süper Ligde yer de alamayabilirler …
Oyuncuları başta Ankaragücü olmak üzere yağma edilmiş olabilir …
Taraftarları yok denecek kadar az da olabilir …
Ama onlar burada birinci …
Ama onlar burada zirvede
Burası Fantezi Futbol …
Gerçekten de öte …

Mehmetgücü, Mehmetspor, Mehmetlerbirliği ...


Bu platformdan bugün çok önemli bir itirafta bulunacağım. Benim göbek adım Mehmettir. Nufüs müdürü yanlış yazmış o yüzden Engin Gürses olmuş aslında benim ismim Mehmet Engin Gürsesmiş.

Mehmet Engin Gürses
As Takım : Kalecim Yok Bu Hafta - Mehmet Karakeçilli (Gaziantepspor) - Mehmet Yazıcı (Sivasspor) - Mehmet Çoğum (Denizlispor) - Mehmet Topal (Galatasaray) - Mehmet Güven (Manisaspor)(*Gökhan Mehmet Tavukçu çok sevdiğinden ötürü*) - Mehmet Çakır (Ankaragücü) - Mehmet Topuz (Fenerbahçe) - Mehmet Eren Boyraz (Kayserispor) - Mehmet Yılmaz (Eskişehirspor) - Mehmet Yıldız (Sivasspor)
Yedek Takım : Mehmet Yozgatlı (Gaziantepspor) - Mehmet Nas (Manisaspor) - Mehmet Akyüz (Gençlerbirliği)

Teknik Direktör :
Mehmet Özdilek
Cumhurbaşkanı : Mehmet Ali Clay

Lig Tv Fantezi Futbol Database'inde toplam 20 tane Mehmet isimli futbolcu var. TFF'ye bildirilen Takım Listelerine göre bu 20 oyuncunun haricinde 5 tane daha Mehmet isimli futbolcumuz bulunmakta. Maalesef Ligimizde şu an Mehmet ismine sahip bir kalecimiz yok ama golden sonra kafasını direklere vuran Galatasaraylı eski kaleci Mehmet bana güzel bir TSYD Kupası nostaljisi yaşattı. CNNTürk, Fanatik, Sanal Başkan gibi sitelerde Teknik Direktör'e de puan verildiği için onu da Mehmet olarak seçtim. Aşağıda Fantezi Futbol Kadroma seçmediğim diğer Mehmetler ...

Sakatlık Halinde Alınacak Mehmetler
Mehmet Özdemir (Ankaraspor)
Mehmet Akif (Eskişehirspor)
Mehmet Coşkun (Gaziantepspor)
Mehmet Yiğit (Gaziantepspor)
Mehmet Ali Tunç (İBB)
Mehmet Bezircioğlu (Kayserispor)

TFF Listesine göre diğer Mehmetler
Mehmet Özdıraz (Bursaspor)
Mehmet Sıddık İstemi (Diyarbakıspor)
Mehmet Berktuğ Sarıtaş (Eskişehirpsor)
Mehmet Topçu (Fenerbahçe)
Mehmet Akif Nas (Sivasspor)

29 Mart 2010 Pazartesi

Fare Kırığı



Yattara geldi neşe geldi
Trabzonspor'un sezon başındaki Hollanda kampı sırasında sakatlanan ve Kasım ayında gittiği Fransa'da 8 Ocak tarihinde ameliyat olan Gineli futbolcu Ibrahima Yattara, 4 aylık aranın ardından Trabzon'a döndü. Takımın bugün öğle saatlerinde yaptığı antrenmana sürpriz bir şekilde çıkan Yattara, takım arkadaşlarına üçlü çektirdi. Daha sonra kolbastı oynayan Yattara, tüm futbolcularla tek tek tokalaştı. Takıma adeta neşe katan Gineli futbolcunun moralinin yerinde olduğu gözlenirken, bir haftalık aranın ardından takımla çalışmalara başlayabileceği ve sezonun üç maçına yetişme ihtimalinin bulunduğu belirtildi. İlk antrenmanında takımdan ayrı olarak koşu yapan Yattara'nın sağ ayak bileğinde fare kırığı denilen bir sakatlık meydana gelmiş ve futbolcunun ayağından 4 küçük parça kemik alınmıştı. 6 aydır sahalardan uzak kalan Yattara'nın dönüşü teknik heyet ve yönetimi de sevindirdi.

Hürriyet Spor
26 Mart 2010
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/14228624.asp


Google "Fare Kırığı" aramasına sadece Yattara ile ilgili medyada çıkan sonuçları veriyor. Sadece bir kaynakta Fare Kırığının, kıkırdak kırılmasının halk dilindeki karşılığı olduğu belirtiliyor. Aynı kaynakta bu sakatlığın daha önce Trabzonspor'da forma giyerken Ünal Karaman'ın da başına geldiğini ve Karaman'ın sakatlıktan ancak futbolu bırakıp ameliyat olduktan sonra kurtulduğu yazıyor. Bu arada Ünal'ın sakatlığını teşhis edemeyen dönemin kulüp doktoru, Yattara'nın sakatlığını tespit edemeyen kulüp doktoruyla aynı.

Fare Kırığı (Kıkırdak Kırılması) : Kıkırdaklar bir eklemde kemiğin uç tarafında yastık görevi gören kaygan dokulardır. Sağlıklı kıkırdak, kemiklerin birbiri üzerinden rahatça geçmesine izin verir. Ayrıca kıkırdak, fiziksel hareketin şokundan kaynaklanan enerjiyi emer.

Kıkırdak Kırılması vakalarında kıkırdağın yüzey tabakası kırılıp aşınır. Bu durum kıkırdağın altındaki kemiklerin birbirine sürtünmesine yol açar ve ağrıya, şişmeye ve eklem hareketinde kayba neden olur. Kıkırdak kırılması sürecinde eklemde ayrıca enflamasyon (iltihap) da görülür, enzimler bırakılır ve daha fazla kıkırdak hasarı gerçekleşir. Zaman içinde eklem normal şeklini kaybedebilir. Eklemin kenarlarında kemik çıkıntıları oluşabilir. Kemik veya kıkırdak parçaları kırılıp eklem boşluğunda yüzebilir. Bu daha fazla ağrı ve hasara neden olur.

Cuma - Pazartesi Tehlikesi

5 Mart tarihinde bir program yayınlandı federasyonun sitesinde .
26, 27. ve 28. haftalara ait fikstür .
İlk başlarda kendi takımım penceresinden bakarken
Aklımın bir köşesine takılmadan duramamıştı ;
İyi de neden Cuma - Pazartesi ?

Pazartesi akşamı maç
Salı açıklanan sonuçlar
Çarşamba güncelleme açılması
Perşembe kafadaki kadronun oluşması
Cuma güncelleme kapanması !
Tam tamına 3 gün sonraki maça dair tahmin yapmamız bekleniyor .
Ne sakatlardan haberimiz oluyor
Ne de antremandan notlar alabiliyoruz
Cumartesi sabahı sakatlanan oyuncu
Pazartesi oynar mı ?
Cuma günü iş telaşıyla kadrolar zamanında yetişir mi ?
Bunları düşünmeye başladım kendi kendime .
Hatta yazacaktım vazgeçtim .
Hep böyle olacak değildi ya ?

Bugün bir program daha yayınlandı aynı sitede .
29. ve 30. haftalara ait fikstür .
Yine Cuma - Pazartesi ikilemi .
Anket sağda .
Yorum sizin ...

Kupa Maçlarındaki Kartların Hükmü


Geçen hafta oynanan Trabzon kupa maçındaki kartlardan sonra Emre Ocakoğlu telefonla aradı beni. Ben o sırada İstinye Park'ta Futbolcuların Mekanı Masa'daydım Emre İpal ile birlikte. 3-4 masa ötemizde de Aziz Yıldırım, Yıldırım Demirören ve Adnan Polat üçü aynı masada porcini mantar eşliğinde trüf soslu dana carpaccio yiyorlardı. Tanıdık garsona ne konuştuklarını sorduğumda İBB'ye giden çantaya ne kadar koyacaklarından bahsediyorlardı dedi. 1'er milyon dolar koymuşlar...

Neyse biz konumuza dönelim. Emre Ocakoğlu kupa maçlarındaki kartların ligi ne şekilde etkilediğini sormuştu. Ben ona kısaca sarılar etkilemiyor birbirini, kırmızılarda ise lig ve kupa birbirini etkiliyor demiştim. O anda bu kuralın ayrıntısını siteye post olarak açmanın faydalı olabileceğini düşünmüştüm. Cezalı oyuncular hakkındaki kafa karışıklıklarını engelleme açısından bu kuralı iyi bilmek önemli. 2-3 gün rötarlı olsa da ilgili kuralı yazıyorum. Bu da benim bu konu hakkındaki son postumdur, bu işler artık Seço'nun ellerinden öper :)

Bu arada TFF sitesinde Ziraat Türkiye Kupası Statüsüne tıkladığınızda şu yazıyla karşılaşıyorsunuz : Hata 404. Aradığınız sayfa bulunamadı.

Aşağıdaki hükümler bir önceki senenin Türkiye Kupası Statüsü. İlgili disiplin maddelerinin değiştirilmemiş olduğunu bildiğim için direk oradan kuralı kopyalıyorum.


Fortis Türkiye Kupası Statüsü (2008/2009)

MADDE 16- DİSİPLİN HÜKÜMLERİ:
Futbolcular, kulüp ve kuruluşlar ile ilgili, görevli ve yetkililer hakkında verilecek cezalar FDT’de gösterilmiştir.

A) KIRMIZI KART UYGULAMALARI:
Fortis Türkiye Kupası müsabakalarında hakem tarafından kırmızı kart gösterilerek oyundan ihraç edilen futbolcular, FDT’ye göre otomatikman idari tedbirlidirler ve cezaları sona erinceye kadar hiçbir resmi müsabakada oynayamazlar. Bu müsabakalardaki eylemleri nedeniyle Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nca cezalandırılan futbolcular, cezalarını bu kategoride infaz edinceye kadar hiçbir resmi müsabakada oynayamazlar. Ancak, profesyonel takım futbolcusu yönünden Profesyonel Ligler ile Fortis Türkiye Kupası müsabakaları infaz hesabında aynı kategori sayılır. Profesyonel Ligler ve Fortis Türkiye Kupası müsabakaları dışında bulunan diğer kategorilere ait müsabakalar yönünden kırmızı kart cezası veya Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nca verilmiş cezası bulunan futbolcular cezalarını o kategoride tamamlayıncaya kadar hiçbir resmi müsabakaya katılamazlar. 2007 – 2008 Sezonundan, 2008 – 2009 Sezonuna sarkan cezası bulunan futbolcunun TFF tarafından tescil ve lisans işlemi yapıldığı tarihten sonraki resmi müsabakalarda yukarıdaki esaslar doğrultusunda oynamamak suretiyle cezası infaz edilmiş sayılır.

B) İDARİ TEDBİRLER:
Fortis Türkiye Kupası Müsabakaları’nda hakem tarafından oyundan ihraç edilmeyen, ancak yapmış oldukları eylemler nedeni ile TFF tarafından idari tedbirli olarak Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk edilen futbolcu, antrenör, masör, yönetici ve diğer ilgililer, haklarındaki tedbir kararı kalkmadan takip eden hiçbir resmi müsabakaya katılamazlar, bu kişiler hiçbir şekilde akredite edilmezler.

C) SARI KART UYGULAMALARI:
2007 – 2008 Sezonunda görülen sarı kartlar, 2008 – 2009 Futbol Sezonunda geçerli değildir.
Profesyonel Ligler, PAF Ligi, Deplasmanlı Süper Gençler Ligi ve Fortis Türkiye Kupası müsabakalarında sarı kart uygulaması kendi kategorilerinde geçerli olduğundan sarı kart uygulaması her kategori için ayrı ayrı değerlendirilir. Aynı sezonda, aynı kategorideki (Türkiye Profesyonel Ligleri, PAF Ligi, Deplasmanlı Süper Gençler Ligi ve Fortis Türkiye Kupası ayrı kategoridir.) Müsabakalarda üst üste veya aralıklı dahi olsa ihraca dönüşmeyen ihtarlık hareketleri nedeniyle toplam 4 (dört) sarı kart gören futbolcular aynı kategorideki ilk resmi müsabakada oynatılamaz. Bir müsabakada verilen sarı karttan sonra, aynı müsabakada futbolcunun doğrudan kırmızı kart veya bu futbolcunun ikinci sarı kartlık eyleminden ötürü kırmızı kart görmesi halinde, bu futbolcunun gördüğü sarı kartlar hakem tarafından raporundan silinir ve toplam 4 (dört) sarı kart hesabında dikkate alınmaz.

Fantezi Futbol'da Taraf-tar-lık



İlk olarak şunu söyleyeyim; yazıyı yazarken fantezi futbol dışına fazla çıkmamak için azami dikkati göstereceğim ancak zaman zaman da özellikle dışına çıkacağım ki söylemek istediğimi tam olarak ifade edebileyim. Ayrıca, bu yazı bir savunma değildir, yaptığımın sonuna kadar arkasındayım. Yoksa “totem yaptım Jo gol atmasın diye” gibi zırva bir açıklamayla durumu geçiştirebilirdim.

Gelelim meselemize... Sağolsun Engin çok geç idrak etmiş benim Jo’yu kadroma aldığımı ve fitili ateşledi. Ama sonradan söylediği doğru bir şey var ki; evet ben haftanın tüm maçlarını kafamda bir şekilde oynayarak tahminlerimi yapar, bunun ardından da kadromu kurarım. Maçın 4-3 gibi bir skorla bitip bitmeyeceği konusunda herhangi bir fikrim olmamasına karşın, tahminimde de belirttiğim üzere beklentim 2,5 gol üstü olması yönündeydi. Sonuçta maç 1-0 bitti, Jo 3 puan aldı ve kötü bir tercih yapmış oldum. Bunun sebebi de maçı doğru analiz edememiş olmamdan başka bir şey değil. Söz konusu durumu kendi takımım açısından değerlendirmem gerekirse, bu hafta Necati Ateş ve Ozan İpek ne kadar yanlış tercihlerse Jo da o kadar yanlış bir tercihtir, zaten aynı puanı alacaklar. Diğer yandan; Gökhan Tavukçu’nun 4 tane Beşiktaşlı defans oyuncusunu ya da Taner Sezgin’in 4 tane Gaziantepsporlu defans oyuncusunu almasından da daha iyi bir tercihtir. Başka mecralara ulaşan mesele aslında sadece çok gol olmasını beklediğim bir maçta gol olmayışından kaynaklanmaktadır.

Şimdi de taraftarlıkla ilgili birkaç şey söyleyeyim. Herkes başka başka yorumlar yapmış kendine göre konuyla ilgili. Zaten taraftarlık böyle bir şeydir, herkes kendine göre taraftardır. Birine göre taraftar olanın, başka birine göre taraftarlıkla uzaktan yakından alakası yoktur. Tuttuğun takımın başkanı 3 sene üst üste şampiyonluk sözü verip Daum’u takımın başına getirdiğinde kimine göre büyük başkan olurken, benim gibi Chelsea ile oynanan Şampiyonlar Ligi çeyrek final maçlarında akıl sağlığını yitirecek duruma gelmiş, Lille’e elendiğinde Liverpool ile iki maç oynama fırsatını kaçırdığına üzülen bir kişi için “peki ya Avrupa’da ne olacak” fikri akla geldiğinden maalesef hayal kırıklığıdır. Ya da biz büyük taraftarız diye tribünleri doldurup her maçta “Yeeeeeeeeterrrrr Yıldırım Demirören” diye bağıran kişilerin, takıma her durumda destek olunması gerektiğini düşünen ve nefesini başkana istifa için değil takıma destek için harcayan başka profilde birilerine göre taraftarlıkla uzaktan yakından alakası yoktur. Kimisi her yıl ne olursa olsun kombinesini alır, kimisi transferleri beğenmeyip maçları evinden seyreder. Kimisi cebindeki son parayı takımının atkısını alırken bitirir, kimisinin altındaki don bile takımının ürünüdür, kimisi ise verdiği paranın doğru kullanılmadığını düşünüp kulübü için para harcamayı keser. O yüzden taraftarlığı bir kalıba sokamazsın. Her ne kadar her kulübün taraftarının genel bir profili olduğu düşünülse de içeride başka başka karakterler dolaşır. Bu kişilerin hiçbirisi “taraf” yani kulübün kendisi değil, "taraf"ı kendine göre destekleyenlerdir, yani “supporter”, yani “destekçi”. Onlar olmadan önce de taraflar vardı ve onlar ölüp gittikten sonra da taraflar yine olacak.

Belki Fantezi Futbol oynayan kişilerin oyunu algılamalarındaki ya da oyunu oynama amaçlarındaki farklılıklar, birisinin derbi maçında rakipten oyuncu almasını sağlarken, diğerinin bunu eleştirmesine neden olur. Bazıları her hafta kendi takımından 4 tane oyuncu alıp duygusal hazları ile oyunu bütünleştirip oynamayı sever, bazıları oyunu kazanmak için kendi çapında her maçı mantık süzgecinden geçirip haftanın belli bir bölümünü internet başında sakat ve cezalıları en sağlıklı nereden bulabilirimi düşünerek geçirir. Bazıları da işi iyice ciddiye alıp BFFK diye bir blog kurup onu her hafta güncelleyecek kadar kafayı kırar. Benim için enteresan olan da blog kurup her hafta bu blogla ilgilenecek kadar olaya ciddi bakan “profesyoneller”in, kendi taraftarı olduğu takımın oynadığı maçta rakip takımdan oyuncu alan başka kişiyi eleştirmesi ve elma ile armudu birbirine karıştırmasıdır. Daha önce Tunç’un yaptığı röportajda ben de takımımın puan kaybedeceğini düşündüğüm maçlarda her iki takımdan da oyuncu almayarak kendime göre bir savunma mekanizması oluşturduğumu ifade etmiştim. Büyük çoğunlukla da sezon boyunca bu şekilde hareket ettim. Ama bunun dışına çıktığım şimdi anlattığım gibi durumlar da oldu. Benim bu oyunu oynamamın sebebi Fenerbahçe’yi sevdiğim kadar belki daha da fazla futbola tutkun olmam. Maçların analizini yapmak, yorumlayabilmek, bahis oynamak, fikrine hiçbir zaman katılmadığım adamların televizyon kanallarından ahkam kesmelerini izleyerek bu adam bu işten nasıl para kazanıyor diye düşünmek v.s. Aramızda bu oyunu oynamaya başladığımızdan beri, kendi tuttuğu takımın maçında kadrosuna aldığı futbolcunun topu direkten döndükten sonra başka bir oyuncunun tamamlayarak attığı gole sevinirken bir yandan da golü diğer oyuncunun atamaması sebebiyle burukluk yaşamayan var mıdır acaba? Peki son haftaya girdiğimizde Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray aynı puanda olursa, Beşiktaşlılar ve Galatasaraylılar 33 haftanın 31’inde kadrolarına aldıkları Alex’i Trabzonspor’a karşı kadroya almayacaklar mı? Ya da Fenerbahçeli ve Beşiktaşlılar yine 31 hafta kadrolarına aldıkları Arda’yı sadece şampiyonluk maçı olduğu için Gençlerbirliği maçında dışarıda mı bırakacaklar? Benim buna verecek kesin bir cevabım yok. Ama şunu biliyorum ki doğru ya da yanlış o anki şartlarda nasıl hisseder ya da analiz edersem o şekilde hareket edeceğim. Hele bir de düşünün ki Fantezi Futbol’da Türkiye birincisi ya da BFFK birincisi olma şansınız da var. İşte o zaman sapla samanı ayırma zamanı olacak. Rakip takımın oyuncusunu almak takımınızın şampiyonluğunu istememek anlamına gelmez. Aynı benim dünkü maçta hop oturup hop kalkarak maçı izlediğim, kumandaya hakim olamayarak beş sefer yanlışlıkla elimden fırlattığım gibi.

Sonuç:

1-) Ben Fenerbahçeliyim. Fenerbahçeliliğime laf söyletmem. Herkesin taraftarlığı kendine.
2-) Futbolu çok seviyorum, ilgilenmeyi daha çok sevdiğim bir konu yok.
3-) Fantezi futbol bazen kafa karıştırıyor ama oynamayı sürdüreceksek bu karışıklıklarla mücadele etmek zorundayız.
4-) Bu lig böyle giderse herkesin 34. hafta kadrolarını çok merak ediyorum.

Kalın sağlıcakla ...

Bu Emre Ne Demek İstiyor ???


Geçen hafta Turkcell Super Ligimizde 2 hafta üst üste hat-trick yapan FF Kahramanını sormuştum ödüllü yarışmada. Zaten FF Kahramanı diye sordum üstüne basa basa şu an oynayan bir oyuncu olduğunu vurgulamak için ama Aykutlara, Tanjulara gidildi cevaplarda ...

Google'ın bilemediği bir soru olunca cevap gelemedi. Araştırma isteyen bir soruydu. Ben de aslında başka bir konu üzerine yazı yazarken (sürpriz penaltıcılar) hasbelkader bu bilgiye ulaşmıştım. Sonrasında baktım gerçekten kazık sormuşum, 2 tane de ipucu koydum. Oyuncunun Türk olmadığı ve bu sezon devre arasında ligimize transfer olduğu şeklinde. Bu ipuçlarından sonra iş, sol taraftaki Devre Arası Transferleri linkine tıklayıp sırayla tüm yeni gelen yabancı oyuncuların maçkolikten istatistiklerine bakmaktı. Ama yeni postlar girildikçe soru altlarda kaldı, belki de ipuçları çok görülemedi ya da kimse uğraşmak istemedi vs. gibi sebeplerden ötürü cuma akşamına kadar cevap gelemedi.

Cuma akşamı ise Emre Ocakoğlu telefonda bana doğru cevabı bildirdi. Resmen canlı yayında maçkolikten bakarak önce Vassell'i araştırdı sonra da Vittek'i araştırdı (kesinlikle benim herhangi bir yönlendirmem olmadan) ve en sonunda cevaba ulaştı.


Doğru Cevap :


Robert Vittek
04.03.2006 Nürnberg 3 - 0 Duisburg (3 gol)
11.03.2006 Köln 3 - 4 Nürnberg (3 gol)

http://www10c.mackolik.com/Futbol/Player/Default.aspx?id=21138

Sonrada soruyu bildiğini, Bittek Ben Bildim postuyla ilan etti. Sembolizmi o kadar çok abarttı ki, haliyle ne postun ne anlatmak istediğinden ne resimden kimse bir şey anlamadı. Benim Robert Langdon gibi bir sembolbilimci olarak (Robert Langdon'ı da Atilla Dorsay açıklayacak bir sonraki postta) bu sembolizmi açıklamam ve kamuoyunu aydınlatmam icap ediyor.

Chickener ile Cervantes'e İspanyolca kursa gittiğimiz dönem. İspanyolcada "v" harflerinin "b" olarak okunduğunu yeni öğrenmişiz. İşimiz gücümüz futbol olduğu için hemen teoriyi pratiğe döküp Valencia diyenleri uyarıyoruz Balencia okunuyor o diye. Ukalalık taslıyoruz; Real Valladolid deplasmanı değil Real Bayadoid o aslında ...

Bir gün İspanyol hocamızla sohbet ediyoruz tenefüste. Bize Kadıköy'den Beşiktaş'a nasıl geldiğini anlatıyor. Bapurla geçtim, Bapur çok güzel, Bapura binicem yine akşam falan filan. Niye böyle diyor olm bu diye Gökhan'a bir bakış attım. Sonra benim jeton düştü: Adam vapur demek istiyor da diyemiyor bapur diyor, kendi dilindeki alışkanlıktan, "v"ler "b" okunduğundan ötürü.

Şiirinde, Sembolist şair Emre Ocakoğlu Vittek'i Bittek okuyarak aslında İspanyolca'ya gönderme yapıyor. Bunu belirtmek için de bizim pek çok kişiye anlattığımız yukarıdaki hadiseyi yani Bapur örneğini kullanıyor. Tebrikler Tecahul-i Arif ...

Peki koyduğu resim ne mi ? Yarışmanın ödülü olarak vaad ettiğim futbol kitabı yerine resimdeki Cahillikler Kitabını istedi. Ben yukarıda görülen 70x50 cm sayfa boyutu, 200 gr. en iyi kalite kağıt, toplam 30.45 kg, gerçek deri cilt ve 22 ayar altın kaplamadan oluşan logo ve yazıların yanı sıra ipek satenden yapılmış ve altın kaplama logolu cilt kabı özellikleri ve 2500 Euroluk fiyatıyla Asr-ı Fener kitabını düşünüyordum ama ne yapalım arkadaşımız illa Cahillikler Kitabını istiyor. Önemli olan onun fikri tabii ki. En kısa zamanda kitap adresinize postalanacaktır sayın Ocakoğlu ...

Son olarak Kıssadan Hisse : Gördüğünüz gibi Vittek kariyerinde 3 gol attığı haftanın ertesinde de hemen 3 golü bulmuş. Demek ki golü arzulayan, golü koklayan, gollerle daha da büyüyen bir oyuncu !!! Geçen hafta hatırlıyorsunuz 2 gol bulmuştu Kayseri'ye karşı. Ankaragücü bu haftayı bay geçti ve Vittek'in bu karakteristik (!) özelliğiyle bir sonraki haftada da 2 gol bulacağını tahmin etmek hiç de zor değil.

Dolayısıyla bu hafta ben kadroma direk Vittek'i koyuyorum. Önce tahtaya onun ismini yazıyorum , sonra takımı oluşturuyorum. Aaaa, Beşiktaş'la mı oynuyor Ankaragücü ??? Eee, olsun. Nasıl olsa bu konuda da çığır açan arkadaşlarımız var. Alırım ortasahama Tello'yu, forvetime Vittek'i, keyfime bakarım :)

28 Mart 2010 Pazar

Çikilop Sensin, Marşmelov da ...


TRT Radyo'da maç yayını sırasında tam 5 dakika reklam koydular bugün. Bu 5 dakikada da 10 kere Çikilop reklamı !!! Bu ürün sayesinde Sivasspor'un ilk golünü, Denizli'nin 3. golünü duyamadık. Ulan alacağım varsa da size inat almayacağım lan. Marşmelovlu çikolata da yemeyiveririm, ne olacak yani ...

lop lop lop çikilop
lop lop lop çikilop
çikilop çikilop çiki çiki lop

26. Haftanın İstatistikleri

26.Haftanın Birincisi
Barış Akdemir

26.Haftanın Sonuncusu
Tibet Çetinkaya


En Yüksek Haftalık Puanlar
1. Barış Akdemir 85
2. Mahmut Aras 83
3. Önem Neidik 82
4. Bilgin Gürses 78
5. Serdar Odabaş 77
6. Volkan Tavukçu 76
7. Tunç Bozacılar 75
8. Ali Tarık Uçur 74
9. Seçkin Köksal 73
10. Erdem Ergenç 72

En Düşük Haftalık Puanlar
Tibet Çetinkaya 56
Seha Yeşildere 58
Gökhan Tavukçu 59
Eray Tayyar 62
Kadir Bülent Şener 64
Engin Gürses 66
Taner Sezgin 68
Hasan Bünül 69

26.Hafta Kaptandan En Çok Puan Kazananlar
Rodrigo Tello 22 puan
Önem Neidik
Bilgin Gürses
Ali Tarık Uçur

26.Hafta Kaleciden En Çok Puan Kazananlar
İlker Avcıbay 7 puan
Barış Akdemir
Bilgin Gürses
Taner Sezgin

26.Hafta Defanstan En Çok Puan Kazananlar
1 . Taner Sezgin 21 puan

2. Volkan Tavukçu 20 puan
3. Mahmut Aras 20 puan
4. Serdar Odabaş 19 puan
5. Barış Akdemir 18 puan
6. Seçkin Köksal 18 puan
7. Seha Yeşildere 18 puan

26.Hafta Orta Sahadan En Çok Puan Kazananlar
1. Önem Neidik 48 puan

2. Tunç Bozacılar 44 puan
3. Bilgin Gürses 42 puan
4. Barış Akdemir 39 puan
5. Ali Tarık Uçur 37 puan
6. Hasan Bünül 36 puan
7. Engin Gürses 36 puan

26.Hafta Forvetten En Çok Puan Kazananlar
1. Volkan Tavukçu 24 puan

2. Gökhan Tavukçu 17 puan
3. Mahmut Aras 17 puan
4. Ali Tarık Uçur 15 puan
5. Önem Neidik 14 puan

26.Hafta Yedekten En Çok Puan Kazananlar
1. Eray Tayyar 14 puan

2. Kadir Bülent Şener 11 puan
3. Erdem Ergenç 11 puan
4. Mahmut Aras 10 puan

26.Hafta Fair-Play Puanı Kazananlar
Ali Tarık Uçur
Erdem Ergenç
Kadir Bülent Şener
Emre İpal

26. Hafta BFFK
7. sıra # 69,76 ort.


26.Hafta Kadrosunu Kurmayanlar
Emre İpal

26.Hafta En Çok Yazı Yazanlar (25 Mart - 28 Mart)
1. Engin Gürses : 7
2. Tunç Bozacılar : 2
3. Barış Akdemir : 1
4. Emre Ocakoğlu : 1

26.Hafta En İyi Tahmin Edicisi
Kadir Bülent Şener 6/8

The Revolution Has Begun !!!


"Şu an önümüzde bir tabu daha var. Tuttuğun takımın o hafta oynadığı
rakipten futbolcu alabilmek. "
(Profesyonelleşme)
Daha bu tabunun üzerindeki mürekkep kurumamıştı ...

Seçkin Köksal
As Takım : Serdar Kulbilge - Ivan De Souza - İlhan Eker - Ceyhun Gülselam - Ozan İpek - Olcan Adın - Alex De Souza - Sandro Da Silva Mendonca - Mustafa Pektemek (c) - Joao Alves De Assis Silva - Necati Ateş
Yedek Takım : Deivson Rogerio Da Silva - Sercan Yıldırım - Souleymane Youla

27 Mart 2010 Cumartesi

Gazetelerin Cezalı Listeleri



Haftanın cezalılarını eğer gazetelerden takip ediyorsanız, bu listelerin doğruluğu adına göz önünde bulundurmanız gereken 4 kriter var. Birincisi mutlaka 2-3 farklı gazeteden check etmek gerekiyor. Zira ufak tefek hatalar, gözlerden kaçan ayrıntılar olabiliyor. Milliyette Ediz Sarıpınar'ın hazırladığı sayfa en yüksek doğruluk oranını tutturan gazete. Fanatik ve Hürriyet'te de Salı günleri bu tarz listeleri bulabilirsiniz.

İkinci kriter kupa maçları olduğunda bu listeler yapıldıktan sonra maçlar oynandığından kırmızı kart cezalılarının yanıltıcı olması. Örneğin yukarıdaki Milliyet'in cezalı listesinde bu hafta kırmızı kart cezalısı olarak gözüken Antalyalı Sedat Ağçay aslında 1 maçlık cezasını perşembe günkü kupa maçında çekti ve haftasonu lig maçlarında takımdaki yerini alabilecek. Fakat kupa maçlarında kırmızı kart gören Kalabane, Engin Baytar ve Yalçın Ayhan listede bulunmadıkları halde, bu liste yapıldıktan sonra oynanan kupa maçlarında kırmızı kart gördükleri için bu haftasonu lig maçlarında oynayamayacaklar. Kısaca kupa haftalarında bu listelere dikkat etmek gerekiyor.

Üçüncü kriter ise hükmen ve erteleme maçlarında cezanın ilk meydana geldiği haftada yazılıp, maçın oynanacağı hafta tekrar yazılmaması. Örneğin Doğa Kaya bu hafta Seçkin'in TFF'den çıkardığı listeye göre kırmızı kart cezalısı gözüküyor. Ama sağ tarafta 26.Hafta cezalılarında onu Doğa Kaya (1/1 hafta) olarak yazmıştık. Yani 1 hafta cezalı ve bu cezasını geçen hafta çekmiş olarak görüyoruz. Zaten yukarıda resimden gördüğünüz gibi kırmızı kart cezalıları bölümünde yazılmamış Doğa'nın ismi Milliyet tarafından. Ben önce acaba PFDK tarafından cezası 2 hafta olarak mı değiştirildi diye aramaya koyuldum ama pozisyon icabı penaltı sonunda gördüğü bir kırmızı karttı Doğa'nınkisi. Dolayısıyla cezası 1 maç olmalıydı. Geçen haftanın PFDK Kararlarına bir kere daha baktığımda gerçekten cezanın 1 maç olduğunu gördüm. O zaman nasıl cezalı diye düşünürken jeton düştü. Eskişehirspor geçen hafta hükmen Ankaraspor galibiyetinden dolayı maç yapmadan haftayı geçirdiği için Doğa da cezasını bu hafta çekecekti. Cezai olayın gerçekleştiği geçen haftaki cezalı listesinde ismi yazılmış ama cezasını çekeceği hafta olan bir sonraki haftanın listesinde tekrar ismi yazılmamıştı. Aslında doğrusu ufak bir uyarı ibaresiyle her 2 haftada da cezalı oyuncunun ismini yazmaktır. Fakat bu tüm ceza listelerinde gözden kaçırılan bir hata.

Hatta hatırlarsınız 2. yarının başında bunun biraz daha uç bir örneği benim başıma gelmişti. Ligin ilk yarısında sondan bir önceki haftaki Kayserispor maçında İBBli Gökhan Süzen 4.sarı kartını görerek cezalı duruma düşmüş, o hafta salı günü çıkan cezalı listesinde ismi yazılmıştı. Fakat son hafta Ankaraspor hükmen galbiyetinden dolayı cezasını çekememiş. Daha sonra 1,5 aylık lig arası gelmiş, cezasını, takip eden ilk maç olan 2.yarının ilk maçı Beşiktaş-İBB karşılaşmasında çekmesi gerekirken kardan dolayı o maç ertelenmiş, Gökhan Süzen'in 2 ay önceki cezası İBB-Kasımpaşa maçına kalmıştı. Bu maçın olduğu haftada hiç bir cezalı listesinde ismi geçmediği için benim gibi bir şahsiyet Gökhan'ı kabak gibi takımına almış, neden oynamadığını çözmesi de hayli bir zaman almıştı. En azından bu tip acı bir tecrübeyle bu konu hakkında ileriki haftalarda uyanık olunması gerektiği dersini aldık. Bir musibet bin nasihat ...

Dördüncü ve son kriter ise birden fazla haftayı kapsayan cezalarda yaşanıyor. Örneğin 2 hafta önce Alex'e 2 hafta ceza verilmiş ama ismi sadece cezanın gerçekleştiği İBB maçı ertesinde tutulan haftanın cezalı listesinde yer almıştı. Oysaki bir sonraki haftada da Alex cezalı olduğu için takımdaki yerini alamış ama bu kez cezalı listesinde ismi yer almamıştı. Sağ taraftaki cezalılar listesini güncellerken parantez içinde oyuncunun kaç hafta ceza aldığını ve bu cezanın kaçıncı haftasında bulunduğunu yazmamın sebebi bu karışıklığı önlemek. Dolayısıyla 2 hafta veya daha fazla verilen cezaları takip ederken gazetelerin listelerine itibar etmemek gerekiyor.

Zaten gelecek haftadan itibaren kendi bloğu olan Rasyonel Futbol'da bu işi yapan Seçkin Köksal en ince ayrıntısına kadar cezalıları haftalık olarak bir post halinde BFFK'da yazmaya başlayacak. Fantezi Futbol severler için ileriki yıllar adına bir referans site hazırlama düşüncemiz içinde Seço'nun üstleneceği bu Cezalılar Sorumlusu görevi kilit öneme haiz bir faaliyet olacak. Her şey Mahmut gibi arkadaşlarımız yüzlerce oyuncu arasından lamba gibi cezalı oyuncuyu bulup haftalık kadrolarına seçmesin, sonra da üzülmesin diye ...

26 Mart 2010 Cuma

2 Maç Puan Toplamları


Alternatif bir kural olarak hafta içi maçlarının da Fantezi Futbol Puanlamasına dahil edilmesini yazmıştım bir postta. Dün oynanan kupa maçları bu haftanın puanlamalarına dahil edilseydi nasıl bir tablo çıkardı acaba ortaya. Biraz hesaplama yapınca böyle bir uygulamanın çok zevkli olabileceğini düşündüm.

Bir kere kadro yapma kriterlerimiz baştan aşağıya değişecekti. Mantık olarak 2 tane maçtan birden puan alacağı için kaptanımız mutlaka yarı finalde oynayan 4 takımdan birinden olacaktı. Fenerbahçe 2 tane evinde nispeten kolay maç oynayacağı için muhtemelen 21/21 kaptan Alex tercihiyle karşılaşabilirdik. Antalya defansı alan ve Manisa defansı almış olanlar çok büyük ihtimalle bu tercihlerini değiştirirlerdi. Çünkü lig maçlarında bu 2 takımın gol yeme olasılığı az olsa da kupa maçlarında FB ve TS'ye karşı oynayacakları için kalelerinde gol yeme ihtimalleri fazla olacaktı. Mutlaka 4 Fenerbahçe, 4 Trabzonspor yanında Necati, Veysel, Tita, Jedinak, Korhan gibi Antalyalı oyuncular daha fazla tercih edilecekti. Dos Santos verilmeyen asistinin yanına kupada da yaptığı asist puanını ve 2 maçta birden gol yememe puanı eklediğinde bayağı sağlam bir puana ulaşacaktı. Keza Guiza'da 2 maçta birden gol attığı için iyi bir puan elde edecekti. Trabzonspor'da ise Colman lig maçında gol attığı, kupa maçında asist yaptığı ve her 2 maçta da gol yemediği için haftanın en yüksek puanına varacaktı. Zaten hem FB, hem TS defansları 2 maçta da gol yemediği için 14'er puanları alacaklardı. (İlginçtir hem FB, hem de TS lig maçını aynı skorla 1-0 kazandılar, kupa maçını da aynı skorla 2-0 kazandılar.) Hangi futbolcu haftayı bu 2 maçın toplamı neticesinde kaç puanla kapatacaktı, tek tek bakalım ...

2 Maçlık Toplam Puanlar
Colman : 10+8= 18
Dos Santos : 7+10= 17
Alanzinho : 5+10= 15
Guiza : 7+7 = 14
Song : 7+7= 14
Bilica : 7+7= 14
Gökhan Gönül : 7+7= 14
Cale : 7+7= 14
Mehmet Güven : 10+3= 13
Remzi Giray Kaçar : 6+7= 13
Lugano : 6+7= 13
Ceyhun Gülselam : 7+5= 12
Alex : 5+5= 10
Umut Bulut : 3+6= 10
Wederson : 5+5= 10
Burak Yılmaz : 5+5= 10
Tita : 3+3= 6
Necati : 3+2= 5
Jedinak : 3+2= 5
Emre Belözoğlu : 2+3= 5
Teofilo : 1+4= 5
Veysel : 3+1= 4
Korhan Öztürk : 2+1= 3
Erhan Güven : 2+1= 3
Kalabane : 7+(-4)= 3
Engin Baytar : 3+0= 3
Yalçın : 1+(-2) = (-1)

Bittek Ben Bildim !!!


Paşacım, cevap veriyorum : Bapur

TFF Sitesi Ceza Arama


Artık cezalıları öğrenmek için gazetelerin salı günü (pazartesi maç olduğunda çarşamba günü) çıkardıkları haftanın değerlendirmelerindeki cezalı listelerini takip etmek out.

İn olan ise direk TFF'nin sitesindeki Futbol Bilgi Bankası linkinden Ceza Arama sekmesi. Burada sezonu 2009/2010, ligi de Turkcell Super Ligi olarak düzenledikten sonra ceza türünü kırmızı/sarı/men seçeneklerinden biri olarak seçebiliyorsunuz. Bir sonraki adım ise haftanın başlangıç ve bitiş tarihlerini seçmek. (Ki bence en büyük problem burada yaşanıyor.) Sonra size haftanın tüm cezalıları bir liste halinde sıralanıyor.

Benim hiç pratik bulmadığım bir yöntem bu. Hatta pratikliğini bırakın şimdiye kadarki 10 denemem de sadece 1 kere sonuç alabildim. Ama Gökhan'ın 2.yarıdan itibaren sürekli cezaları buradan takip ettiğini biliyorum. Keza son haftalarda bizim de sağ tarafa copy-paste yaptığımız Rasyonel Futbol blogunun sahibi Seçkin de bloguna cezalıları bu linkten faydalanarak yazıyor.

Ben de ise site sürekli hata veriyor. Geçen hafta Seçkin'i de konuyla alakalı aradığımda "site bazen kafayı yiyor abi" demişti bana. 5 dakika önce tekrar denedim bu yöntemi. Yukarıdaki resimde de gördüğünüz gibi bu hafta cezalı oyuncu yok görünüyor. Bir problem var ama çözemedim; ya bende bir sorun var ya da sitelerinde yazdığı üzere TFF'nin internet bağlantısı TTNET tarafından sağlanamamaktadır.

Kimseye Hayrı Yok !


Dün Kupa maçında attığı gol ve takımının gol yememesi sonucu Fantezi Futbol normlarında 10 puan kazandığını görünce kesin kanaat getirdim; bu adam kesinlikle Fantezi Futbol için yaratılmamış. Sezonun ilk yarısı boyunca 1 asist harici hiç bir şey yapamamış sonra da gidip devre arasında Kupa maçında 1 gol - 1 asist yaparak kimseye hayrı olmayan bir 13 puan yapmıştı.

İlk yarı neredeyse tüm maçlarda kendisini kadrosuna alan ismi lazım değil yarışmacı, bu 13 puanın hayaliyle ikinci yarı da 1 hafta hariç yine tüm maçlarda hem de - 3 haftasında kaptan olmak üzere - kendisine şans verdi. Ama Alanzinho bu 9 haftada yine kendinden bekleneni veremeyerek sadece 3.4 puan ortalaması yapabildi. Bizim Alanzinho Hayranları Derneği Başkanı da kaptan yaptığı haftalardan sırasıyla 3-0-3 puanlarını aldı.

18.hafta : 6
19.hafta : 3
20.hafta : 0
21. hafta : 3
22.hafta : 3
23.hafta : 1
24.hafta : 3
25.hafta : 7
26.hafta : 5

Ve Alanzinho durdu, durdu yine kimseye puan kazandıramayacağı bir maçı seçti. Dün 10 puanla kapattı maçı. Bu hafta Kayseri maçında gider yine 3 puan yapar...

Sürpriz Penaltıcılar


Haftaya damga vuran bir olay var ama muhtemelen bu olay hiç bir futbol programında, spor sayfasında ya da futbol blogunda bahsedilmeyecektir. Çünkü sadece Fantezi Futbol ekseninde damga vuran bir olay bu.

Bu hafta atılan 3 penaltının 3'ün de de topun başına sürpriz isimler geldi. Ya da şöyle diyelim; hiçbiri takımların gerçek penaltıcıları tarafından atılmadı. Geçen sene de buna benzer bir olay olmuş, Kocaelispor-Beşiktaş maçında biz penaltıyı Bobo'dan, hadi bilemedin Tello'dan, hadi o da olmadı Yusuf'tan beklerken sürpriz şekilde Zapotocny topun başına gelivermişti. Hele maçtan sonra Denizli'nin "bizim 1.penaltıcımız Zapotocny'dir" açıklaması bizi hem şoke etmiş hem de böyle bir bilgiden bihaber olduğumuzdan dolayı mahçup etmişti.

Fantezi Futbol açısından kadrolara penaltıcıları almanın önemini anlatmaya gerek yoktur sanırım. Ki bu konu bu sene de iki postta dile getirilmişti : Kadrolardaki Penaltıcılar, Kadrolaşmış Penaltıcılar . Bu postta ise ben bu haftaki yedek penaltıcıların varsa penaltı geçmişlerini ve hangi şartlar altında penaltıcı tayin edildiklerini irdelemek istedim.

Haftanın ilk penaltısından başlayalım. Forumlarda pek çok şike şüphelerini ve tartışmaları beraberinde getiren Sedat Ağçay'ın yaptırdığı ilginç penaltı Erhan Şentürk tarafından gole çevrildi. Hani mevkii yanlışlığından dolayı bu senenin Turgay Bahadır'ı olmaya aday (Fiyatı bile aynı Turgay'ın geçen seneki fiyatı gibi 3.00) defans Erhan Şentürk var ya, işte o. İlk yarıda bir kaç kez bir kaç kapışmacı tarafından tercih edilmiş ama 60 dakika oynama istikrarı da olmadığı için yavaş yavaş umut kesilmişti bu kiralık Galatasaraylıdan.



Diyarbakırspor bu sezon şimdiye kadar 3 penaltı kazanmış. Hatırlarsınız bunlardan ilk 2 tanesini Mendoza atmış, sonuncusunu ise Şener Aşkaroğlu kullanmıştı. (Şener'in kullandığı penaltı anında Mendoza oyundan çıkmıştı ama Erhan Şentürk oyundaydı.) Sezonun ilk yarısının sonunda hem Mendoza, hem Şener Aşkaroğlu takımdan ayrıldı. Takımda muhtemel penaltıcı olarak ilk akla gelen isim forvet olan Tazemetaydı. İkinci yarıda Gençlerbirliği'nden kiralanan Bruce Djite'de pekiala penaltıcı olabilirdi. Google'dan yaptığım araştırmaya göre Tazameta son 2 senesini geçirdiği Maccabi Netanya ve SK Austria Kärnten formaları altında hiç penaltı kullanmamış. Djite ise Gençlerbirliği'nin penaltıcısı Kahe'nin oynamadığı geçen sezonki 3-1'lik Gençlerbirliği-Eskişehir maçında penaltı kullanmıştı. (ve kaçırmıştı). Bu 2 isimde bu hafta yedek kulübesinde oturdu. O sırada oyunda olup da akla gelebilecek bir diğer isim de yine bir golcü olan Bebbeydi. Gerçi Ankaragücü ve İBB formaları altında Bebbe'nin penaltı kullandığını hatırlamıyorum ben. Google da "Bebbe penaltı Ankaragücü" ve "Bebbe penaltı Büyükşehir" parametrelerinden Bebbe'nin penaltı atmış olduğuna dair bir sonuç çıkarmadı. Bebbe büyük ihtimalle 2005 yılında transfer olduğu Konyaspor kariyerinden itibaren Türkiye'de hiç penaltı atmamış. El-hasıl penaltıyı atmak 58.dakika oyuna giren Erhan Şentürk'e nasip oldu. Erhan Şentürk takımın kaçıncı penaltıcısı ünvanıyla o golü attı bilmiyorum ama sonuçta bu seneki ilk golünü de kaydetmiş oldu. TFF İstatistiklerine göre geçen sene Diyarbakırspor forması altında attığı 4 golün hiç biri penaltı değildi. (Diyarbakırspor geçen sene Bank Asya'da 1 penaltı kullanmış. Onu da Engin Öztonga gole çevirmiş.) Ama 2007/2008 sezonunda Galatasaray PAF forması altında bir penaltı golü bulunuyor.

Haftanın ikinci sürpriz penaltıcısı ise Kayserispor'dan çıktı. Kayserispor'un penaltıcısının Cangele olduğunu biliyoruz. Bu sezon Kayserispor 2 penaltı kullandı. İlkini Cangele gole çevirmişti. 2. penaltı ise geçen hafta kullanıldı. Cangele oyundan çıkar çıkmaz kazanılan penaltıyı 2.yarıda oyuna dahil olan Gökhan Emreciksin gole çevirdi. Bu haftaki penaltı kazanıldığında ise Gökhan Emreciksin henüz oyuna girmemişti.

Bu arada kısa bir anı tadında araya gireyim. Biz Birol ile beraber Kayserispor maçını dinlemeye başladığımızda henüz 10.dakikaydı. Spiker bir kaç dakika önce Kayserispor'un penaltı atışından faydalanamadığını söyledi. Bir gün önce forumda da yazdığım üzere ben forvet seçiminde Promise ve Makukula arasında gidip gelmiş ve en son Makukula'nın Cangelesiz gol atamayacağı mülahazasıyla Promise'de karar kılmıştım. Promise maçı 3 puanla kapayınca Makukula'ya kilitlenmem, ona gol attırmamak bir yana muhtemel bir sarı ya da kırmızı kart gördürtmem ve 3 puandan düşük bir puan ile haftayı kapattırmam farz olmuştu. Kaçırılan penaltıyı duyunca aklıma direk Makukula geldi haliyle. -2 penaltı kaçırma cezası iyi bir kitlenme performansı olacaktı. Cangele'nin sakat olduğunu biliyorduk ama Birol kendi kadrosunda Makukula var diye zorluyordu : Belki de Cangele'yi yetiştirmişlerdir maça, hep öyle oluyor. sakat diyorlar, sonra oynuyor. Oynuyordur bence Cangele.

Direk konuyla alakalı Bilgin'i arıyor ama onun da maçı dinlemediğini öğreniyorduk. İnternet başında da olmadığını söyleyince Taner'i ve Mahmut'u arayıp öğrenmesi talimatıyla telefonu kapatıyordum.

Bu arada biz beyin jimnastiğine dalmıştık konuyla alakalı. Takımın 2. penaltıcısının gerçekten geçen hafta penaltıyı kullanan Gökhan Emreciksin olup olmadığını da bilmiyorduk aslında. Zira geçen hafta 2.penaltıcı olma potansiyeli taşıyan golcülerden hem Makukula hem de Mehmet Eren kart cezalısıydı. Bu hafta ise spikerin anlatımından isimlerini duyduğumuzdan ikisinin de kadroda olduğunu öğrenmiştik. Cangele'nin oynuyor olduğuna dair umutlar ise Birol'da yavaş yavaş tükeniyordu zira 10 dakika geçmiş ve hiç bir Kayserispor atağında Cangele'nin ismi geçmemişti. Spiker Kayserispor bir penaltıdan da yararlanamadı cümlesini 6.kere kullanıyor ama penaltıyı kimin kaçırdığını söylemeyerek bizi deli ediyordu.

Birol başta kabullenmek istemese de ben penaltıyı kaçıranın çok büyük ihtimalle Makukula olduğuna yavaş yavaş kendisini ikna etmeye başlamıştım. "Geçen hafta Gökhan Emreciksin Makukula yok diye atmıştır muhtemelen. Bu hafta Makukula kadroya döndüğüne göre 2. penaltıcı sıfatıyla penaltıyı da kullanan adam olmuştur kesin. Gökhan Emreciksin gerçekten 2.penaltıcı bile olsa son haftalarda hep sonradan oyuna giriyor. Muhtemelen şimdi de oyunda değildir o ve 3. penaltıcı da Makukula'dan başkası olacak hali yok. Zaten Kayserispor'un ligde iddiası yok, dolayısıyla penaltıyı atmak çok da kritik değildir onlar için. Gol krallığı için Makukula'ya attırırlar."

En son Birol da pes etmiş, "olsun, şimdi spiker şöyle diyecek o zaman" diye konuyu bağlamıştı. "Makukula ve gooolll, 9. dakikada bir penaltı golünden faydalanamayan Makukula bu sefer golü buluyor ve Kayserispor'u 1-0 öne geçiriyor."

Bu arada tam o dakikada penaltı konusunda bizi dumura uğratacak bir gelişme daha yaşanıyor ve Ankaragücü bir penaltı kazanıyor ve topun başına penaltıcı Mehmet Çakır, Darius Vassell ya da Vittek değil Geremi geliyordu. Tek bilinmeyenli bir denklemken başımızdaki, iki bilinmeyenli bir denkleme dönüşüyordu. Şimdilik bu 2.hadiseyi sonraya bırakıyor ve öncelikle Kayserinin kaçan penaltısı sorunsalını çözmeye kanalize oluyorduk.

Bilgin'i 2.sefer aradığımda gerekli malumatı öğrenemediğini anlıyor ve hemen bir internet bulması gerektiğini söylüyordum. Bu arada spiker hala inadına devam ediyor gizli özne olmaksızın kurduğu Kayseri bir penaltıdan faydalanamadı cümlesini 2.yarıda da 3 kere kuruyordu. Bilgin sonunda interneti buldu. Bu sefer de bilgiye ulaşabileceğimiz kaynak sıkıntısı çekmeye başladık. Lig Tv Maç Merkezinde bu maç yer almıyordu. Ajansspor'a bakmasını salık vermiştim ama oradaki canlı anlatımın da bu maç için açılmadığını söylüyordu Bilgin. Yeri gelmişken bahsedeyim geçen senelerde Fanatik'in internet sitesi maçların tamamını canlı anlatımla verirdi. Radyoda saatleri çakışan maçlarda duyamadığın sarı-kırmızı kartları, asistleri buradan öğrenirdik. Bu sene maalesef bu güzel uygulamaya devam etmiyorlar. Tribundergi'deki maç topicini açmasını söyledim son çare olarak. Oraya kesin birileri yazmıştır kaçırana sıralanan küfürler eşliğinde. Sonunda yoğun çabalarımız sonuç vermiş ve Penaltının katilini öğrenmiştik. Katil Uşaktı, Bruce Willis hayaletti, Kobayashi fincanın altında yazıyordu. Yani bunlardan bile daha şok ediciydi penaltıyı kullanıp kaçıranın ardındaki isim : Aydın Toscalı !!!


Akşam özet görüntülerde penaltıyı yaptıranın Makukula olduğunu görünce daha da büyük bir şok yaşadım. Penaltıyı bile Makukula yaptırmış ama Tolunay Hoca ona kullandırtmamıştı. Aydın Toscalı'nın penaltı geçmişini ve olabilecek diğer alternatifleri inceleyelim o zaman ...

Kayserispor geçen sene toplam 5 penaltı kullanmış ve hepsini gole çevirmiş. Bunlardan ilk 3 tanesini takımın 1.penaltıcısı olan Mehmet Topuz kullanmış, sezonun 4.penaltısını Mehmet Topuz'un oyunda olmadığı Trabzonspor maçında Cangele kullanmış. Son penaltı ise hem Mehmet Topuz'un hem de Cangele'nin oyunda olmadığı sezonun son maçında Olembe tarafından kullanılmış. (Penaltıcı alternatiflerinden Mehmet Eren'in bu maçların tamamında penaltı sırasında oyunda olduğunu da belirteyim.)

Geçen seneki istatistiklerden Cangele'nin takımın 2.penaltıcısı olduğunu anlıyoruz. Mehmet Topuz takımdan ayrıldığından Arjantinli haliyle 1.penaltıcı makamına yükseliyor. Gerçi bu sene penaltı attığı Fenerbahçe maçında penaltı anında Makukula oyundan çıkmış bulunuyordu. Dolayısıyla Makukula'nın penaltı atmadığını öğrendiğimiz bu hafta sonuna kadar teorik olarak Makukula'nın takımın 1.penaltıcısı olması ihtimali bulunmaktaydı. Zira kariyeri boyunca hiç penaltı atmayan bir oyuncu değildi. Google'dan "Makukula penalty" diye arattığımızda karşımıza 1'i golle sonuçlanmış , diğeri ise kaçırılmış 2 Makukula penaltısı çıkıyor. 2002 yılında 1-3 sonuçlanan İngiltere u21-Portekiz u21 maçında Makukula penaltıdan bir gol kaydediyor. 2007 yılında ise Maritimo-Benfica maçında Benfica'ya karşı bir penaltı kaçırıyor.

Mehmet Eren'in TFF'deki sayfasından penaltı kariyerine bakarsak ; 2006/2007 sezonunda Kayseri Erciyes forması altında penaltılara giden Trabzonspor Türkiye Kupası yarı final maçında takımının son penaltısını gole çevirmiş. 2005/2006 sezonunda ise Eskişehirspor forması altında Eskişehirspor-Sarıyer Lig B Yükselme Maçında maç yine penaltılara gitmiş ve Mehmet Eren yine takımının son penaltısını gole çevirmiş. 3. Lig'de Beylerbeyi forması giydiği 2004/2005 sezonunda ise tam 4 penaltı golü kaydetmiş.

Bir diğer alternatif Shawky olabilir ama Google Shawky'e ait bir penalty goal or penalty miss bulamadı. Saidou'nun da Türkiye'ye geleli beri penaltı atmadığını biliyoruz. TFF İstatistik sayfasından bunu check ediyorum. Saidou 1999 yılında İstanbulspor formasıyla adım attığı Türkiye'de sadece 1 penaltı golü atmış. O da penaltılara giden ve toplamda 28 penaltının atılarak tarihe geçen 2007/2008 sezonu Gençlerbirliği-Kayserispor Kupa Finalinde. İlk 5 penaltıdan ikincisini gole çevirmiş. Eşitlik bozulmayıp seri penaltılara geçildiğinde ise tüm oynayan oyuncular birer kez beyaz noktaya gelmişler ve 2. turda Saidou bu sefer atışı kaçırmış.

Aynı maçta dünkü penaltı kahramanı Aydın Toscalı da 2 penaltıyı gole çevirmiş. İlkini ilk 5 penaltı içinde, ikincisini ise 11 oyuncu bittikten sonra 2.turda. Aydın Toscalı bu sene penaltılara giden ve Kayseri'nin kupaya veda ettiği Manisaspor maçında da seri penaltı atışlarından birini kullanmış ve gole çevirmişti.

Aslında bu maçta atılan penaltılar da takımın 2.penaltıcısını keşfetmek açısından iyi bir ipucu sunabilir. Kayserispor seri penaltı atışlarında 4 penaltı kullanmış, 5.yi kullanmasına gerek kalmadan elenmişti. Aydın Toscalı ve Bilal Aziz'in kullandığı 2 penaltı gol olmuş, Troisi ve Olembe ise penaltıları kaçıran isimler olmuşlardı.Maçın ilk 120 dakikası tamamlandığında Cangele'nin oyundan çıkmış olduğunu, Gökhan Emreciksin'in ilk 18'de olmasına rağmen oyuna hiç girmemiş olduğunu, Makukula ve Mehmet Eren'in ise oyunda olduğunu belirtmekte yarar var. Aslında bu maçtan da kolaylıkla anlayabileceğimiz gibi Tolunay Kafkas'ın Makukula'yı ve Mehmet Eren'i penaltıcı olarak düşünmediği aşikar ama biz pas geçmişiz bu bilgiyi.

Aydın Toscalı'nın bu bahsettiğimiz 3 penaltısının dışında başka bir penaltısı yok kariyeri boyunca ama demek ki Tolunay Hoca idmanlarda Aydın'ın bu noktada kabiliyeti olduğunu görüp alternatif penaltıcı olarak onu seçmiş. Maçtan bir gün sonra spor basınından öğrendiğimiz kadarıyla Serkan Kırıntılı penaltıyı kurtarma sırrını eski Kayserili Koray Çölgeçen'e borçluymuş. Koray tam penaltı atılmadan evvel Serkan Kırıntılı'nın yanına gelerek Aydın'ın nasıl penaltı attığını söylemiş ve Serkan'da bu tavsiyeye uyarak penaltıyı kurtarmış. Koray Kayserispor yıllarından Aydın'ın penaltı stilini hatırladığına göre demek ki Aydın Toscalı'nın antremanlarda penaltı çalıştığını çıkarabiliriz buradan.

Geldik haftanın son penaltısına. Ankaragücü'nde penaltıyı kullanan isim Geremi olunca şaşkınlık katsayısı yine arttı. Ankaragücü bu sezon bu haftaya kadar 1 kez penaltı kullanmıştı. İlk yarıdaki 3-0'lık Kayserispor yenilgisinde Mehmet Çakır penaltıyı kaçıran isimdi. (İlginçtir bu haftaki Ankaragücü-Kayserispor maçı ilk yarıdaki Kayseripsor-Ankaragücü maçının tam anlamıyla bir simetrisi oldu. Bu maçı Ankaragücü 3-0 kazandı ve Kayserispor 1 penaltı atışından yararlanamadı, ilk maçta ise Kayserispor 3-0 kazanmış ve Ankaragücü 1 penaltı atışından yararlanamamıştı.) Ankaragücü geçen sezon 4 penaltı kullanmış. Bu penaltıları kullanan oyuncuların - Chaabani, Jaba - 2 oyuncunun ikisi de şu an takımda bulunmuyor.

Bu maçta da penaltı kararını duyunca haliyle penaltıyı atacak ismin Mehmet Çakır olacağını düşündük. Mehmet Çakır sonuçta gittiği tüm takımlarda penaltı atışlarını kullanan bir oyuncu. 2008/2009 sezonunda Ankaraspor formasıyla birini gole çevirebildiği 2 penaltı kullanmış. 2007/2008 sezonunda ise Gençlerbirliği formasıyla ikisini gole çevirdiği 3 penaltı.

Fakat penaltı sırasında Mehmet Çakır oyunda olduğu halde Roger Lemerre ona kullandırtmadı atışı. O anda oyunda olup da penaltı atması beklenen pek çok oyuncu var aslında Geremi'ye gelene kadar : Rothen, Vittek, Vassell, Sapara

Vassell ve Vittek golcü kontanjanından penaltıcı olarak düşünülebilecek ilk isimlerdi. Vittek Almanya'dayken penaltı gollerine imza atmış. Nürnberg formasıyla 2004/2005 sezonundaki Dortmund maçında 1 penaltı, 2005/2006 sezonunda Köln'ü 4-3 yendikleri maçta ise 2 penaltı golüne imza atmış. Lille'deyken ise hiç penaltı kullanmamış.


Darius Vassell'in kariyerini takip edebildiğimiz kadarıyla zaten penaltı attığını biliyoruz. En azından penaltılara kalan Euro 2004 çeyrek finalinde takımın son penaltısını kaçırarak İngiltere'nin elenmesine yol açtığını ve wikipedia'ya göre de muhtemelen bu sebepten ötürü bir daha da milli takım yüzü görmediğini. Google bize o penaltıyı kaçırdığı 2003/2004 sezonunda Aston Villa forması altında 2 penaltı golü kaydettiğini söylüyor. Hem Aston Villa'da, hem de Manchester City'de takımının penaltıcısı olarak önceki sezonlarda da pek çok penaltı golü karşımıza çıkıyor. Google 2006/2007 sezonunda Manchester City forması altında Manchester United derbisinde kaçırdığı kritik penaltıdan da bahsetmiş.

Rothen'in penaltı kariyerine bakalım şimdi de. Rothen 2007/2008 sezonunda PSG forması giyerken Lyon'a karşı bir penaltı golü kaydetmiş. Aynı sezonda Marsilya'ya 2-1 kaybettikleri maçta da takımının penaltıdan tek golü Rothen'den gelmiş. Google yöntemi Sapara için ise sonuç vermiyor.


Alternatiflerden sonra şimdi de Geremi'nin penaltı kariyerine bakalım. Ne Real Madrid'de ne de Chelsea'de ben 1 tane bile penaltı attığını hatırlamıyorum aslında ama yine de Google'dan check etmekte yarar var. 2007/2008 sezonunda penaltılara giden Liverpool-Chelsea Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Geremi bir penaltı kaçırmış. Google'dan Geremi'nin Kamerun milli takımı istatistiklerini içeren bir sayfa buldum : http://www.rsssf.com/miscellaneous/geremi-intl.html . Attığı 13 gol var milli takım kariyerinde ama bunların içinde penaltı var mı diye tek tek google'dan bulmak lazım. Ve Bingo! Bir penaltı golüne rastladım. Hem de bizimle yaptıkları Konfederasyon Kupası maçında atmış. Geremi'nin 90.dakikada attığı penaltı NTVMSNBC arşivlerinde Milliler Son Dakikada Yıkıldı başlığı ile verilmiş. Eto oyundayken Geremi'ye penaltı attırdıklarına göre demek ki adamda bu konuda bir cevher var.

Haftanın değerlendirmesi olarak 3 tane sürpriz penaltı hakkında 2 satır yazarım diye yola çıkmıştım; upuzun bir yazı oldu. Penaltı noktasına gelen 3 oyuncu da tahmin etmesi oldukça güç isimlerdi ama profesyonel bir Fantezi Futbolcunun takımdaki 2. ve 3. penaltıcıları kesinlikle bilmesi gerektiğine kanaat getirdim artık. İnşallah seneye fantezifutbol.com sitesine geçersek orada her takım için ayrı ayrı penaltıcı analizleri yapmaya karar verdim bu yazıdan aldığım ilhamla ...