Recent Posts

10 Şubat 2010 Çarşamba

Ömer Taşer


Takip etmişsinizdir; Bugün Uğur Boral 'ın ameliyat haberi spor haberlerinde boy gösteriyor. Her zamanki gibi Ercan Saatçi ve çetesi bizi ortopedi uzmanı zannederek terminolojinin gözüne vermişler. Haberdeki terminolojiyi bir sonraki posta bırakarak öncelikle futbolcu sakatlanmaları açısından latince tıp terminolojisinin de fevkinde bir isimi tanıtmak istedim. Özellikle bağ sakatlanmaları konusunda çoktan efsane mertebesine yerleşmiş Türkiye'nin tartışmasız bir numaralı spor hekimi : Ömer Taşer
Bir ön-yan çapraz bağ kopması vakasında sakatlık haberinde kendisinin ismini görüyorsanız normal şartlarda 4 ayda gerçekleşecek bir iyileşme sürecinin 2 ayda neticeye varacağından emin olabilirsiniz. Ajanslara bugün geçen haber tek tip ve aynı cümlelerden oluşmaktaydı :


Uğur Boral ameliyat oldu
Fenerbahçe'nin Bursaspor ile yaptığı Ziraat Türkiye Kupası çeyrek final ilk maçında sol dizinden sakatlanan Uğur, Acıbadem Bakırköy Hastanesi'nde operasyon geçirdi. Kulübün resmi internet sitesinde yapılan açıklamada,
Prof. Dr. Ömer Taşer
ve Opr. Dr. Sarper Çetinkaya tarafından gerçekleştirilen ameliyat sonucunda, Uğur'un sol diz ön çapraz bağ rekonstrüksiyonu ve menüsküs tamirinin başarıyla tamamlandığı belirtildi.
NTV Spor ve Ajanslar


Prof. Dr. Ömer Taşer : İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Türkiye Spor Yaralanmaları Atroskopi ve Diz Cerrahisi Derneği (TUSYAD) kurucusu ve ilk başkanı, Fenerbahçe Kulübü Sağlık Kurulu Başkanı, Türkiye Futbol Federasyonu Sağlık Kurulu Başkanı. Türkiye'de spor hekimliğinin gelişmesinde büyük emekleri olan Ömer Taşer özellikle uzmanlığı olan diz alanında sadece Türkiye'nin değil Dünyanın sayılı isimleri arasındadır. Spor hayatı bitti denen Kenneth Anderson, Baliç, Ümit Karan gibi isimleri tekrar yeşil sahalara döndürmesiyle futbol dünyasında haklı bir ün yapmıştır.

Konuyla alakalı, 8 aylık çok büyük bir sakatlığı yeni atlatan Mehmet Yıldız'ın iyileşme sürecini anlattığı bir röportajı yayınlıyorum :


Beni Ömer Taşer Kurtardı
3 hafta sonra iyileşecek” denilirken, 6 aydır futbola hasret ... Operasyonu yapan doktora kızan Mehmet Yıldız, “Beni Ömer Taşer kurtardı” diyor.

Bülent Uygun ne güzel tanımlamıştı onu: “Ağzından ekmeğini alırsın, ayağından topu alamazsın...” Ayağından top aldırmayan o adamı az daha ‘hatalar zinciri’ futbol sahalarından alıyordu. 12 Haziran’da ameliyat olduğunda, doktoru Bülent Zeren “Mehmet’in dizindeki küçük bir yırtık operasyonla giderildi. Hazırlık kampına yetişir” demişti. Ama aradan geçen 6 ayda,Mehmet’in ‘Yıldız’ı hiç parlamadı. Sivasspor’un tecrübeli kaptanı, yaşadıklarını anlattı.

- Seni 6 aydır sahalardan uzak tutan olayları anlatabilir misin? Nerede hata yapıldı?
Aslında herkeste sorun var. En büyük pay ise Bülent Zeren’de. Operasyonda yanlışlık yapıldımı bilmiyorum. Belki yapılmıştır. Ama ameliyattan sonra Zeren’in ağrılarımı dinlememesi yüzünden bunlar başıma geldi. Ben “Ağrım var” dedikçe, o dikkate almadı. Ayağımdevamlı daha kötüye gitti. Normal şartlarda 3 hafta sonra koşuya başlayacaktık. 6 ay geçti, yeni yeni koşulara başladık. Bizimde hatalarımız var. Hiç sakatlık geçirmemiş olmanın tecrübesizliğini yaşadık. Ameliyattan sonra idmanlara erken başladık.

- İyileşme sürecin nasıl başladı?
Ben Belçika’ya gittim ama orada çok fazla kalmadım. Burada doktorumuz Ömer Taşer’in büyük payı oldu. Kendisi benimle çok ilgilendi. İstanbul Fulya’da da bir sağlık merkezinde tedavi sürecine devam ettik. Allah’a şükür şu an durumumuz çok iyi gidiyor. Yavaş yavaş beklediğimden daha iyi duruma geliyorum.

- Ameliyatı Ömer Taşer yapsa, bir şey değişirmiydi sence?
Baştan Ömer Taşer’e gitsem, planlandığı gibi 3 haftada dönemesem bile, 5 hafta içinde ağrılarım dinerdi, dönerdim. Ama artık olan oldu. 6 ayı geri getirme şansımız yok. Sanırım mart başı gibi hazır olacağım.
Sivasspor.com.tr

20.Hafta Asistleri


Sıkıcı bir asist borsası yazısıyla karşınızdayım. Bu hafta asist borsasına yazılan tüm asistler, asist değeri kazanıp, asist puanıyla ödüllendirildi. (Aynı cümlede 4 asist!) Haftanın en güzel asisti Yusuf'un Holosko'ya verdiği pas, en çirkini ise Gökhan Gönül'ün öylesine kafayla vurduğu antipas. Sonrasında Diyarbakırlı defansın kafasına çarpan top sanırım yön değiştirmemiş olduğu için Gökhan'a asist olarak yazıldı. En azından ileride Keşfedilmiş Kural Adayı olarak not düşelim. Yusuf ve Murat Erdoğan haftanın dubleci asistçileri, Yusufçuk ve Muratçık ise Deliyürek'teki Kuşçu'nun taklacı güvencinleri ...


BJK-Gençlerbirliği
1-0 : Bobo %100 - verildi
1-1 : Harbuzi %70 - verildi
1-2 : Holosko %90 - verildi
1-3 : Yusuf %100 - verildi
1-4 : Yusuf %80 - verildi

Eskişehir-İBB
1-0 : Ümit Karan %100 - verildi
1-1 : Ekrem %100 - verildi
2-1 : Sezer Öztürk %100 - verildi

TS-Manisaspor
1-0 : Serkan Balcı %60 - verildi
2-0 : Umut Bulut %70 - verildi
3-0 : Yok

Kasımpaşa-Antalyaspor
1-0 : Murat Erdoğan %100 - verildi
1-0 : Murat Erdoğan %100 - verildi
2-1 : Necati %100 - verildi
2-2 : Yok (penaltı)

Sivasspor-Denizli
1-0 : Keita %100
- verildi
2-0 : Cihan Yılmaz %70 - verildi

FB-Diyarbakır
0-1 :
Yok
1-1 : Gökhan Gönül %30 - verildi

Şaşırma Belegin Şaşırma !!!


İnternet aleminde kah orada kah burada takılırken aklıma bişey takıldı bizim BFFK ile ilgili. Malum bu oyunda bu haftakı GS ve FB' den adam almamama rağmen neredeyse sonuncu oldum, bundan ötürüde bazı şeylerin değişmesi için düşünmeye başladım.

Yukardakı cümleler girişti. Kompozisyon üç paragraf yazılır : Giriş - Gelişme - Sonuç. ilkokul bir.

Aklıma geleni açıklıyorum. Yine bir takım kurucağız ama bu sefer hiç puan almaması için uğraşacağız. Mesala gol yiyen defansı bulmaya çalışacağız, asist yapmayan adamı bulucağız, gol atamayan forvetı bulucağız, oyuncularımızın kart yemesini isteyeceğiz. Hatta kaptanımız kırmızı yerse ne mutlu bize... Aranızdan bazılarının o zaman bizde oynamayan adamı alırız demelerini duyar gibi oluyorum. Oyunun zaten zorunluluğu oynayan adamları almak mesala oynamayan adamı alırsan artı 5 puan olur. Yani en az puanı alan kazanır kısacası ...

Benim bu oyunda hiç zorlanmayacağımı düşünüyorum çok rahat birinci olurum kırmızı yiyeni bulmak benim için çocuk oyuncağı zaten.

Mesala Fener maçında Lugano tam çıktıktan sonra gol yediğinde sevinmek yerine üzüntüden ağlamak çok komik olurdu : "Nasıl çıkar ya Lugano ah ahh yaktın beni". Gol kaçsın diye bağırmak nasıl bişey iddaa oynayanlar bilir zaten alt oynadığında neler hissedildiğini. Aklıma bunlar geldı işte dostlar bi haftalık kuralım işte kadro eğlenelim hep beraber.
Sayanora ...