Kadro Kurma Sürecindeki Renk Paradoksu

Fantezi Futbol kadro oluşturma süreci biraz zorludur . Hafta içi ekran ve bilgisayar başına kurulunur , tüm sakat ve cezalı listesi gözden geçirilir . Daha sonra geçen hafta kimler ön plana çıkmış bakılır , spor sitelerine girip antreman notları ile olası kadrolara göz atılır ve sonunda bu bilgiler ışığında kişinin kafasında oluşan ilk 11 LigTv sitesinde vücut bulur . Tüm bu tercihlerin son dakikaya kadar sağlaması yapılmaktan geri kalınmaz . Son anda kadrodan çıkarılan ya da bütün haftayı takımdan ayrı düz koşu yapan oyuncunun riskine girip girmeme seçeneği hafta sonu puanı belirler . Hissi ve akli tercihlerin birbiriyle çarpışma süreci son anda ya yakar ya da zevkten havaya uçurtur . Kaptan belirleme ise apayrı bir yazı konusudur . Kaptanlar genellikle büyük takımların kendi sahasında oynadığı güçsüz ekiplere karşı penaltı , korner ve serbest atış kullanan istatistik canavarı futbolculardan seçilir . Hafta sonu gözler özellikle kaptanın üstündedir . Aldığınız forvetin gol kaçırması , defansın gol yemesi ya da her hangi bir futbolcunun kart görmesi moralin bozulması için yeterlidir . Tüm bu sonuçlar hafta içi yapılan tercihlerin neticesidir ve hafta içi yapılan tercih süreci her kişiye göre farklılık gösterir . Hazır Engin Gürses FF Taktikleri postunu yazmışken ben de sizlere başka bir kadro kurma sistemi göstereyim .

Salı günü ; hiç bir siteye ya da televizyondaki spor haberlerine bakmadan , kim sakat kim cezalı bilmeden kabataslak bir kadro yapar kaydete basar çıkarım . Bunun sebebi LigTv'den oluşabilecek her hangi bir sorun için savunma mekanizmasıdır . Zira bu gözler kadro yapma süresinin erkenden dolduğunu belirtir yazıyı LigTv ekranında görmüştür . Salı gününden sonra o haftaki maç gününe göre 1 gün öncesinden tüm kulüp resmi siteleri , maçkolik , sporx , fanatik , spor3 ve ligtv sitelerine girip BFFK sakat ve cezalı listesini yenilerim . Penaltı , korner , serbest atış ve az kart görme kelimeleri futbolcu seçiminde en önemli kavramlarımdır . Bu göz gezdirme esnasında 8 maçın hepsini A4 kağıdına yazıp , kimlerin alınabileceğini her takımın altına o futbolcu gelecek şekilde not olarak eklerim . Turkcell Süper Lig ile ilgilenip iddiavari tahmin yapıp , analiz ile bunları okuyucularına sunan bir kaç blogspottan da yararlandığım olmaktadır . İlk maçın başlayacağı anın 1 saat öncesine kadar bilgisayar başında olmak benim için farzdır . Güncelleme bitmeden son bir sağlama yapar ve kadromu belirleme sürecim sona erer . Tabi tüm bu yaşananlar mantık çerçevesi içinde gelişir . Hissi tercihler ; Beşiktaş olduğunda ve fark yaratma adına herkesin almadığını alma minvalinde devreye girer . Genellikle Beşiktaş'tan oyuncu futbolcu tercih etmem . Burada batıl inançlar ve başka bir yazıda değineceğim dillendirme konusu sözkonusudur . Ezeli rakiplerimden futbolcu tercih etmeme gibi bir lükse sahip değilimdir . Sadece derbilerde Galatasaray ve Fenerbahçeli futbolcular kadroma giremezler . Bunun dışında puan babında oldukça katkıları olmuştur yıllardır . Buraya kadar sizlere az çok tanıdık gelen süreci anlattım . Farkımız yok , hepimiz yapıyoruz bu işi zaten . Ancak zurnanın zırt dediği yere gelmiş de bulunmaktayız haberiniz olsun !


Yukarıdaki 3 resim benim son 3 haftaki kadrolarımı göstermektedir . Bir önceki paragrafta bahsettiğim sürecin sonunda oluşmuş olup süper puanlara ulaşmayı hedef almıştır . 3 resmin birbirinden farkı futbolcu tercihleri olurken , 3 resmin ortak paydası renkler olmaktadır . Renkler mi ? Ne diyorsun arkadaşım ... Renkler , hayatımızın anlamı renkler diye geyiğe saracak değilim . Açıklayayım . Alex De Souza ile Ceyhun Eriş orta sahada görev almaktalar ve aynı takım renklerini (sarı - lacivert) paylaşmaktalar . Ters Manyel kadrosunda aynı renge sahip iki futbolcunun birbirinden ayrılmasını ben kabul edemiyorum . Eğer seçtiğim oyuncuların takımları aynı renkte ise kesinlikle yanyana yer almaktalar ve forvette - defansta yine aynı renkte yer alan bir futbolcu varsa onları tamamlamalıdırlar . Bakınız ; Andre Santos defansın ortasında (sarı - lacivert) . Bu , dörtlü orta saha için geçerlidir elbette . Beşli orta sahada yanyana geldiklerinde sanki ikisinden birisi estetiği ve orta saha kurgusunu bozduğunu düşündüğümden daima iki aynı renkte olan futbolcuyu kanatlara atarım . Ya da beşli orta sahanın 2. ve 4. adamı olarak kadroda yer veririm . Aynı resimde forvetlerin renk uyumu da bahsettiğim arızalıkla alakaldır . Neredeysse aynı renklere sahip Mendoza ile Youla arasına İbrahim Şahin girmiştir . Yanyana iki kırmız siyah rengi görmek beni deli edebilir . İkinci resimdeki defans ile üçüncü resimdeki forvetlerin durumunu da beğeninize sunarım . Aynı şekilde yedek kurgusu da bundan nasibini alır . İki aynı renkli takımın oyuncusu yanyana - altalta gelemez , arasında kesin başka bir renkli oyuncu yer alacaktır . Sadece bunun yüzünden Kahe'yi Youla'nın yanına koymak adına tüm takımı değiştirdiğimi ya da kanatta aynı renk uyumunu göstermeyecek adamı kadromadan çıkardığımı hatırlarım . Hatta Ivankov'un önünde yeşil beyazlı birileri bulmak adına Konya defasının gol yiyeceğini bile bile koyduğum geliyor aklıma geçen sene herhangi bir hafta . Bunlarla birlikte tüm futbolculara istisnai durumlar dışında gerçek mevkilerinde yer vermeye çalışırım . Mesela Serdar Özkan'ı kanatlarda kullanmak gerekiyor . Alex De Souza ortanın ortasında . Andre Santos veya İsmail Köybaşı solda durmalıdır . Tabi önündeki orta saha ve yanındaki defans adamları ile renk uyumuna dikkat edecek şekilde ! Ayrıca Kaptan tercihi orta saha ise ortada ikili ya da üçlüden seçilir . Asla kanatlardaki adamın üstünde yıldız olamaz . Olmamalı ! Tüm kadronun renk , mevki ve yıldız uyumu sağlandıktan sonra da son bir kez bakarım , olmadıysa tek tek futbolcuları çıkarır , düzenlemeleri yaparım . Uyum sağlandıysa zaten kaydet tuşu ile yakınlaşırım . Aklıma gelmişken söyleyeyim , son dakika bilgisayar başında olmadığı için benden kadrosuna bakmamı isteyen arkadaşlarıma bu konuda yardım ederken asla hiç bir uyuma dikkat etmem . Tüm arzu ettikleri futbolcuları alırım ancak yanyan kırmızı-siyahlı futbolcuları koyarım , kanatta Alex De Souza'ya yer veririm ve kaptanı kanatlara atarım . Emre Ocakoğlu ve Murathan Koçak beni iyi anlayacaklardır !

FF Taktiklerinden sayılır mı bu yazdıklarım bilemem . Okuduktan sonra ''Ulan yıllardır bununla mı arkadaşlık kurmuşuz'' diyenler olacaktır . Olsun . Ayten Alpman'ın en sevilen şarkısı ile bitirmek vardı bu cümlemi ancak çok klişe olurdu . Başka bir örnekle tamamlayım ve herkese selamlarımı yollayayım ; ''Ben böyleyim suç mu , ünlü yönetmen Danny bile Boyle !''